ABD ile İran arasındaki nükleer anlaşmaya yönelik dolaylı müzakerelerin ikinci turunun 19 Nisan'da Roma'da gerçekleşeceği öne sürülüyor. İlk tur görüşmelerin Umman'da yapıldığı ve Washington yönetiminin bu görüşmelerden memnun olduğu belirtiliyor. Peki, bu kritik zirvede hangi konular masaya yatırılacak ve taraflar hangi adımları atacak?
Roma'daki Kritik Zirve: Neler Bekleniyor?
İsrail'in Walla haber sitesine göre, 12 Nisan'da Umman'da yapılan ilk tur görüşmelerden Washington yönetimi memnun kaldı. Bu durum, Roma'daki ikinci tur görüşmeler için umutları artırıyor. Ancak, taraflar arasındaki derin görüş ayrılıkları ve güvensizlik ortamı, müzakerelerin seyrini belirsiz kılıyor.
ABD Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un Başkan Donald Trump ile görüşerek müzakereler hakkında bilgi verdiği belirtiliyor. Bu durum, ABD'nin müzakerelere verdiği önemi gösteriyor. Ancak, Trump yönetiminin İran'a yönelik sert politikaları, müzakerelerin önünde önemli bir engel olarak duruyor.
Müzakerelerde ele alınması beklenen başlıca konular şunlar:
- İran'ın nükleer programının sınırlandırılması
- ABD'nin İran'a uyguladığı yaptırımların kaldırılması
- Bölgesel güvenlik konuları
Nükleer Anlaşma Neden Bu Kadar Önemli?
Nükleer anlaşma, 2015 yılında İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesi (ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa) ve Almanya arasında imzalanmıştı. Anlaşma, İran'ın nükleer programını sınırlandırmayı ve karşılığında İran'a uygulanan yaptırımların kaldırılmasını öngörüyordu.
Ancak, 2018 yılında ABD Başkanı Donald Trump, ülkesini anlaşmadan çekerek İran'a yönelik yaptırımları yeniden uygulamaya koydu. Bu durum, İran'ın nükleer faaliyetlerini yeniden artırmasına ve bölgede gerginliğin tırmanmasına neden oldu.
Nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılması, hem bölgesel hem de küresel güvenlik açısından büyük önem taşıyor. Anlaşmanın yeniden yürürlüğe girmesi, İran'ın nükleer silah edinmesini engelleme ve bölgedeki istikrarı sağlama potansiyeli taşıyor.
Görüşmelerden Ne Bekleyebiliriz?
Roma'daki ikinci tur görüşmelerin, taraflar arasındaki farklılıkları azaltma ve ortak bir zemin oluşturma açısından kritik bir öneme sahip olduğu düşünülüyor. Ancak, müzakerelerin karmaşık yapısı ve taraflar arasındaki güvensizlik ortamı, hızlı bir çözümün zor olduğunu gösteriyor.
Müzakerelerin sonucunda, tarafların bir anlaşmaya varması veya en azından müzakerelerin devam etmesi yönünde bir mutabakata varması bekleniyor. Ancak, müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanması durumunda, bölgede gerginliğin daha da tırmanması ve hatta askeri bir çatışma riskinin artması söz konusu olabilir.
Sonuç olarak, ABD ile İran arasındaki nükleer müzakereler, sadece iki ülkeyi değil, tüm bölgeyi ve dünyayı yakından ilgilendiren bir konu. Roma'daki zirveden çıkacak sonuçlar, Ortadoğu'nun geleceğini şekillendirecek önemli bir adım olabilir.
