ABD Senatosu, tarihe geçen bir filibuster rekoruna sahne oldu. New Jersey Senatörü Cory Booker, tam 25 saat 4 dakika süren konuşmasıyla adından söz ettirdi. Bu olay, akıllara Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki (TBMM) uzun konuşmaları ve tartışmaları getirdi. Acaba ABD'nin bu "Mahmut Tanal"ı, siyasi arenada yeni bir dönemin başlangıcı mı? ## Filibuster Rekoru: Cory Booker Tarih Yazdı Demokrat Senatör Cory Booker, 31 Mart 2025 tarihinde gerçekleştirdiği 25 saat 4 dakikalık konuşmasıyla ABD Senatosu'nda bir ilke imza attı. Bu süre, daha önce Senatör Strom Thurmond'a ait olan 24 saat 18 dakikalık rekoru geride bıraktı. Booker'ın bu uzun konuşması, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı ve siyasi tartışmaları alevlendirdi. Peki, Booker neden bu kadar uzun konuştu? Amaç neydi? * Bir yasa tasarısını engellemek * Kamuoyunun dikkatini çekmek * Siyasi bir mesaj vermek Booker'ın bu eylemi, ABD siyasetinde filibuster yönteminin ne kadar etkili olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. ## Trump'ın Çözümü AKP'de mi? Filibuster, bir yasa tasarısının oylanmasını geciktirmek veya engellemek amacıyla yapılan uzun konuşmalara verilen isimdir. Bu yöntem, özellikle azınlıkta olan partiler tarafından sıkça kullanılır. Türkiye'de de TBMM'de benzer taktiklere başvurulduğu zamanlar olmuştur. Hatta bazı siyasetçilerin saatler süren konuşmaları hafızalara kazınmıştır. Acaba Trump'ın bu duruma bir çözümü var mı? Yoksa çözüm yolu AKP'nin meclis iç tüzüğünde mi saklı? Bu sorular, siyasi kulislerde yankılanmaya devam ediyor. ## Rekorun Ardından: Siyasi Etkiler Ne Olacak? Cory Booker'ın filibuster rekoru, ABD siyasetinde uzun süre konuşulacağa benziyor. Bu eylemin, yasama süreçleri üzerindeki etkileri ve siyasi dengeleri nasıl değiştireceği merak konusu. Booker'ın bu cesur çıkışı, diğer senatörler için de bir örnek teşkil edebilir. Ancak, bu tür uzun konuşmaların meclis çalışmalarını aksatma potansiyeli de göz ardı edilmemeli. Siyasi analistler, Booker'ın bu rekorunun, önümüzdeki dönemde ABD siyasetinde daha sık filibuster girişimlerine yol açabileceğini öngörüyor. Bu durum, yasama süreçlerini yavaşlatabilir ve siyasi kutuplaşmayı daha da derinleştirebilir.