Hindistan ve Pakistan arasındaki gerilim, son haftalarda su krizi ve askeri tehditlerle yeniden alevlendi. Hindistan'ın, 1960 tarihli İndus Suları Anlaşması'nı askıya alarak Pakistan'a akan suyun akışını geçici olarak durdurması, iki nükleer güç arasında yeni bir kriz dalgası başlattı. Bu beklenmedik hamle, bölgedeki tansiyonu daha da yükseltirken, uluslararası arenada da yankı uyandırdı.

İndus Suları Anlaşması Neden Askıya Alındı?

Hindistan, 22 Nisan'da Cammu Keşmir'in Pahalgam bölgesinde yaşanan ve 26 Hindu turistin hayatını kaybettiği terör saldırısının ardından Pakistan'ı suçladı. Bu elim olayın ardından Hindistan hükümeti, 23 Nisan'da İndus Suları Anlaşması'nı askıya aldığını duyurdu. Bu karar, 1960 yılında Dünya Bankası garantörlüğünde imzalanan ve bugüne kadar savaş dönemlerinde bile yürürlükte kalan anlaşmanın ilk kez askıya alınması anlamına geliyor.

Anlaşmanın askıya alınma gerekçesi olarak, Pakistan'ın teröre destek verdiği ve su kaynaklarını bir baskı aracı olarak kullandığı iddiaları öne sürülüyor. Hindistan, Pakistan'ın terörle mücadele konusunda daha aktif bir rol oynaması gerektiğini vurgularken, su kaynaklarının adil ve sürdürülebilir bir şekilde paylaşılması gerektiğini savunuyor.

İndus Suları Anlaşması Nedir?

İndus Suları Anlaşması, Hindistan ve Pakistan arasında 1960 yılında imzalanan ve İndus Nehri havzasındaki su kaynaklarının paylaşımını düzenleyen bir anlaşmadır. Dünya Bankası'nın arabuluculuğuyla imzalanan bu anlaşma, iki ülke arasındaki su ihtilaflarını çözmeyi ve su kaynaklarının adil bir şekilde paylaşılmasını sağlamayı amaçlamaktadır. Anlaşma, İndus Nehri ve kolları üzerindeki su haklarını Hindistan ve Pakistan arasında bölüştürmektedir.

Anlaşmaya göre, İndus Nehri'nin doğu kollarındaki sular (Sutlej, Beas ve Ravi) Hindistan'a tahsis edilirken, batı kollarındaki sular (İndus, Jhelum ve Chenab) Pakistan'a tahsis edilmiştir. Anlaşma, ayrıca her iki ülkenin de nehirler üzerinde barajlar ve sulama projeleri inşa etmesine izin vermektedir, ancak bu projelerin diğer ülkenin su haklarını ihlal etmemesi gerekmektedir.

• İndus Suları Anlaşması'nın temel prensipleri:
• Su kaynaklarının adil paylaşımı
• İhtilafların barışçıl yollarla çözümü
• İşbirliği ve koordinasyon

Anlaşma, uzun yıllar boyunca iki ülke arasındaki su ihtilaflarının çözümünde önemli bir rol oynamış ve bölgedeki istikrarın korunmasına katkı sağlamıştır.

Bu Kararın Olası Sonuçları Neler Olabilir?

Hindistan'ın İndus Suları Anlaşması'nı askıya alma kararı, bölgede yeni bir kriz dalgası başlatma potansiyeli taşıyor. Pakistan, bu kararı uluslararası hukukun ihlali olarak nitelendirirken, Hindistan'ın su kaynaklarını bir baskı aracı olarak kullandığını savunuyor.

Bu durum, iki ülke arasındaki ilişkileri daha da gerginleştirirken, askeri çatışma riskini de artırabilir. Ayrıca, Pakistan'ın su kaynaklarına erişiminin kısıtlanması, ülkenin tarımını ve ekonomisini olumsuz etkileyebilir. Bu durum, sosyal huzursuzluğa ve siyasi istikrarsızlığa yol açabilir.

Hindistan'ın bu hamlesi, bölgedeki güç dengelerini değiştirebilecek ve uluslararası ilişkilerde yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. İki ülke arasındaki gerilimin tırmanması, sadece bölgeyi değil, tüm dünyayı etkileyebilecek sonuçlar doğurabilir.

Hindistan'ın İndus Suları Anlaşması'nı askıya alma kararı, iki ülke arasındaki gerginliği tırmandırarak bölgede yeni bir krizin fitilini ateşledi. Bu durum, uluslararası toplumun dikkatini bölgeye çekerken, kalıcı bir çözüm bulunması için diplomatik çabaların artırılması gerektiği açıkça görülüyor. Su kaynaklarının adil ve sürdürülebilir bir şekilde paylaşılması, bölgedeki istikrarın ve barışın sağlanması için hayati önem taşıyor.