Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nun son güncellemesinde Türkiye'nin 2025 yılı büyüme beklentisini yukarı yönlü revize etti. Yüzde 2,6 olarak belirlenen önceki tahmin, yüzde 2,7'ye çıkarıldı. Bu küçük artış, Türkiye ekonomisi için olumlu bir işaret olarak değerlendirilse de, raporun genelinde küresel ekonomiye dair karamsar bir tablo çiziliyor ve Türkiye ekonomisi için bazı risklere dikkat çekiliyor.
IMF'nin Türkiye Büyüme Beklentisi Neden Yükseldi?
IMF'nin Türkiye'nin büyüme beklentisini yükseltmesinde etkili olan faktörler arasında, Türkiye ekonomisindeki son dönemdeki performans ve hükümetin uyguladığı politikalar yer alıyor. Özellikle turizm gelirlerindeki artış ve ihracattaki olumlu gelişmeler, büyüme tahminlerinin yukarı yönlü revize edilmesinde etkili oldu. Ancak IMF, Türkiye ekonomisinin hala kırılgan olduğunu ve enflasyonla mücadelede zorluklar yaşanabileceğini belirtiyor.
IMF raporunda şu ifadelere yer verildi:
- "Türkiye ekonomisi, son dönemde gösterdiği dirençle dikkat çekiyor."
- "Ancak enflasyonun yüksek seyretmesi ve cari açık, risk oluşturmaya devam ediyor."
- "Hükümetin uyguladığı sıkı para politikası, enflasyonla mücadelede önemli bir adım."
Bu ifadeler, IMF'nin Türkiye ekonomisine yönelik hem olumlu hem de temkinli bir yaklaşım sergilediğini gösteriyor.
Küresel Ekonomideki Riskler ve Türkiye'ye Etkileri
IMF'nin raporunda küresel ekonomiye dair tahminler ise pek iç açıcı değil. Küresel büyüme beklentileri düşürülürken, jeopolitik riskler ve ticaret savaşları gibi faktörlerin ekonomik aktiviteyi olumsuz etkileyebileceği belirtiliyor. Küresel ekonomideki bu olumsuz gelişmeler, Türkiye ekonomisini de dolaylı olarak etkileyebilir. Özellikle ihracat ve turizm gelirlerinde yaşanabilecek düşüşler, büyüme üzerinde baskı yaratabilir.
Türkiye ekonomisi için bir diğer önemli risk ise enflasyon. IMF, Türkiye'de enflasyonun yüksek seyretmeye devam edeceğini ve hükümetin enflasyonla mücadelede kararlı adımlar atması gerektiğini vurguluyor. Enflasyonun kontrol altına alınamaması, tüketici güvenini azaltabilir, yatırımları engelleyebilir ve ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebilir.
Enflasyonun yanı sıra, cari açık da Türkiye ekonomisi için bir diğer önemli risk faktörü. Cari açığın yüksek seyretmesi, dış finansmana olan ihtiyacı artırabilir ve döviz kurları üzerinde baskı yaratabilir. IMF, Türkiye'nin cari açığı azaltmak için yapısal reformlar yapması gerektiğini belirtiyor.
Sonuç olarak, IMF'nin Türkiye'nin büyüme beklentisini yükseltmesi olumlu bir gelişme olsa da, küresel ekonomideki riskler ve Türkiye ekonomisinin kırılgan yapısı dikkate alındığında, temkinli olmakta fayda var. Hükümetin enflasyonla mücadelede kararlı adımlar atması, cari açığı azaltması ve yapısal reformlar yapması, Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir bir büyüme trendine girmesi için kritik öneme sahip.