İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, ABD ile olası nükleer müzakereler konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Tahran'ın uluslararası gelişmeler konusunda sorumlu bir yaklaşım benimsediğini belirten Arakçi, müzakerelere hazır olduklarını ancak bunun İran'a karşı uygulanan yaptırımların kaldırılması şartına bağlı olduğunu vurguladı. Bu açıklama, uluslararası arenada büyük yankı uyandırdı ve nükleer anlaşmanın geleceğiyle ilgili belirsizlikleri artırdı.
Nükleer Anlaşmaya Dönüş Şartları Neler?
Arakçi, İran'ın nükleer faaliyetlerinin barışçıl olduğunu ve bu konuda taahhütlerde bulunmaya hazır olduklarını dile getirdi. Ancak, ABD'nin 2015 yılında nükleer anlaşmadan çekilmesini eleştiren Arakçi, güvenin yeniden inşa edilmesi gerektiğini savundu. Bu bağlamda, İran'ın müzakere masasına oturması için öncelikle ABD'nin İran'a yönelik yaptırımları kaldırması gerektiği belirtildi. Aksi takdirde, müzakerelerin bir anlamı olmayacağı vurgulandı.
ABD'nin Çelişkili Politikası
İran Dışişleri Bakanı, ABD'nin çelişkili bir politika izlediğini de dile getirdi. Bir yandan doğrudan müzakere çağrısı yapılırken, diğer yandan güce başvurma tehditlerinin savrulduğunu belirten Arakçi, bu durumun Birleşmiş Milletler (BM) Şartı'na aykırı olduğunu savundu. İran'ın dolaylı görüşme yolunu test etmeye hazır olduğunu ancak bu tür yaklaşımların anlamsız olduğunu sözlerine ekledi. Arakçi, diplomasiye bağlı olduklarını ancak tüm olası senaryolara da hazırlıklı olduklarını vurguladı.
İran'ın Kararlı Duruşu
İran, nükleer müzakereler konusunda şartlı bir yeşil ışık yakarken, ulusal çıkarlarını ve egemenliğini kararlılıkla koruyacağını da vurguladı. Diplomasinin önemine inanan Tahran, yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırmak ve farklılıkları gidermek için çaba göstermeye hazır. Ancak, yaptırımların kaldırılması konusundaki ısrarı, müzakerelerin geleceği açısından belirleyici olacak gibi görünüyor.
Uluslararası arenada gerginliğin tırmandığı bir dönemde, İran'ın bu açıklaması umut ışığı olsa da, müzakerelerin başarılı bir şekilde sonuçlanması için her iki tarafın da yapıcı bir yaklaşım sergilemesi gerekiyor. Aksi takdirde, bölgedeki istikrarsızlık daha da derinleşebilir.