Suriye'de flaş bir gelişme yaşanıyor! Cumhurbaşkanı Ahmed Şara liderliğindeki geçici yönetim, ülkeyi beş ayrı güvenlik bölgesine ayırmaya hazırlanıyor. Bu karar, Suriye'nin geleceğiyle ilgili önemli tartışmaları beraberinde getirirken, bölgedeki güç dengelerini de derinden etkileyebilir. Peki, bu yeni harita ne anlama geliyor? ABD ve İsrail bu işin neresinde? İşte tüm detaylar...

Suriye'de Yeni Güvenlik Bölgeleri mi Kuruluyor?

Suriye'de uzun süredir devam eden iç savaşın ardından, ülkenin toprak bütünlüğünün korunup korunamayacağı büyük bir merak konusuydu. Ahmed Şara yönetiminin bu adımı, ülkenin geleceğiyle ilgili yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. Hazırlanan harita, ABD, Rusya ve Suudi Arabistan'ın 2011 sonrası planlarına benzerlik gösteriyor. Bu durum, bölgedeki uluslararası aktörlerin Suriye üzerindeki etkisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Yeni haritada belirlenen güvenlik bölgelerinin sınırları, etnik ve dini farklılıklar gözetilerek çizilmiş gibi görünüyor. Bu durum, bölgeler arası çatışma riskini artırabileceği gibi, farklı grupların kendi bölgelerinde daha güvenli bir şekilde yaşamasına da olanak sağlayabilir. Ancak, bu bölgelerin nasıl yönetileceği ve güvenliğinin nasıl sağlanacağı ise henüz belirsizliğini koruyor.

Suriye'nin beşe bölünmesi halinde oluşacak muhtemel bölgeler:

• Kürt Bölgesi: Kuzeydoğu Suriye'de, Türkiye sınırına yakın bölgelerde yoğunlaşan Kürt nüfusun kontrolünde olması beklenen bölge.
• Sünni Bölgesi: Halep ve çevresini kapsayan, Sünni Arapların çoğunlukta olduğu bölge.
• Alevi Bölgesi: Lazkiye ve Tartus gibi kıyı şeridindeki Alevi nüfusun yoğun olduğu bölgeler.
• Dürzi Bölgesi: Güney Suriye'de, Dürzilerin yaşadığı bölgeler.
• Merkezi Yönetim Bölgesi: Başkent Şam ve çevresini kapsayan, merkezi yönetimin kontrolünde kalması beklenen bölge.

ABD ve İsrail'in Rolü Ne Olacak?

Suriye'deki bu yeni gelişme, ABD ve İsrail'in bölgedeki stratejik çıkarlarını nasıl etkileyecek? Bu sorunun cevabı, önümüzdeki dönemde bölgede yaşanacak gelişmeler açısından büyük önem taşıyor. ABD'nin, Kürt bölgesine destek vermesi ve İsrail'in, kendi güvenliği için tampon bölgeler oluşturmaya çalışması gibi senaryolar, bölgedeki gerilimi daha da artırabilir.

ABD'nin Suriye politikası, uzun süredir devam eden tartışmaların odağında yer alıyor. Ülkenin, bölgedeki terör örgütleriyle mücadele ve müttefiklerini destekleme gibi öncelikleri bulunuyor. Ancak, Suriye'deki iç savaşın karmaşıklığı ve farklı aktörlerin çıkarları, ABD'nin politikasını şekillendirmekte zorluklara yol açıyor.

İsrail ise, Suriye'deki iç savaştan en çok etkilenen ülkelerden biri. Ülkenin, sınır güvenliğini sağlama ve Hizbullah gibi örgütlerin faaliyetlerini engelleme gibi öncelikleri bulunuyor. İsrail'in, Suriye'deki gelişmeleri yakından takip ettiği ve kendi güvenliği için gerekli önlemleri almaya çalıştığı biliniyor.

Suriye'nin Geleceği Ne Olacak?

Suriye'nin beşe bölünmesi, ülkenin geleceğiyle ilgili birçok soru işaretini beraberinde getiriyor. Bu durum, bölgedeki istikrarsızlığı artırabileceği gibi, farklı grupların kendi bölgelerinde daha güvenli bir şekilde yaşamasına da olanak sağlayabilir. Ancak, bu bölgelerin nasıl yönetileceği, güvenliğinin nasıl sağlanacağı ve ekonomik olarak nasıl kalkınacağı gibi konular, henüz belirsizliğini koruyor.

Suriye'deki iç savaşın sona ermesi ve ülkenin yeniden inşa edilmesi, uzun ve zorlu bir süreç olacak. Bu süreçte, uluslararası toplumun desteği ve farklı gruplar arasında diyalog kurulması büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, Suriye'nin geleceği karanlık bir tablo çizmeye devam edebilir.