Türkiye'de son yıllarda milyoner sayısındaki hızlı artış, ekonomi çevrelerinde büyük yankı uyandırıyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) verileri, bu artışın ne denli çarpıcı olduğunu gözler önüne seriyor. Ancak, bu artışın gerçek bir zenginleşmeyi mi yansıttığı, yoksa "kof milyonerler" olarak adlandırılan bir kesimin yükselişi mi olduğu sorusu, tartışmaları alevlendiriyor.

Milyoner Sayısı Rekor Kırıyor

BDDK'nın son verilerine göre, 2025 Nisan ayı itibarıyla Türkiye'de yurt içi ve yurt dışı yerleşik toplam 2 milyon 377 bin 32 kişinin banka hesabında en az 1 milyon TL ve üzeri mevduat bulunuyor. Bu sayı, geçen yılın aynı ayında 1 milyon 591 bin 682 seviyesindeydi. Yani, yalnızca 12 ayda yaklaşık 785 bin kişilik bir artış yaşandı. Bu, Türkiye'deki milyoner sayısının yaklaşık %40'a yakın bir oranda arttığı anlamına geliyor.

"Kof Milyonerler" Tartışması

Karar yazarı Akif Beki, milyoner sayısındaki bu dikkat çekici artışı köşesinde değerlendirdi. Beki, bu artışın gerçek bir zenginleşmeyi yansıtmadığını, aksine "kof milyonerler" olarak adlandırılan, içi boşalmış bir servet birikimini işaret ettiğini savundu. Beki'nin yazısında dikkat çektiği noktalar şunlardı:

• Enflasyonun etkisi: Türk Lirası'nın değer kaybetmesiyle birlikte, nominal olarak milyoner olanların sayısının artması, gerçek bir zenginleşmeyi göstermiyor.
• Varlık balonları: Gayrimenkul ve diğer varlık fiyatlarındaki şişkinlikler, bazı kişilerin servetini kısa sürede artırsa da, bu durum sürdürülebilir bir zenginlik yaratmıyor.
• Gelir dağılımı adaletsizliği: Zenginlerin serveti artarken, orta ve alt gelir gruplarının gelirleri azalıyor. Bu durum, toplumsal eşitsizliği derinleştiriyor.

Akif Beki, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: "Banka hesabımız şişerken içi boşaldı. Artan, kof milyoner sayısıdır. Gerçek bir zenginleşmeyi göstermiyor."

Bu Artış Ne Anlama Geliyor?

Türkiye'deki milyoner sayısındaki bu hızlı artış, ekonominin genel durumu hakkında önemli ipuçları veriyor. Bir yandan, ekonomik büyüme ve girişimcilik faaliyetleri sayesinde bazı kişilerin servetini artırdığı görülüyor. Diğer yandan ise, enflasyon, varlık balonları ve gelir dağılımı adaletsizliği gibi faktörler, bu artışın sürdürülebilirliğini sorgulatıyor. Türkiye ekonomisinin geleceği için, bu artışın altında yatan nedenlerin doğru analiz edilmesi ve gerekli önlemlerin alınması büyük önem taşıyor.