PKK'nın fesih kararıyla birlikte Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri, turizmde yeni bir sayfa açmaya hazırlanıyor. Yıllardır terör olaylarıyla anılan bu güzel coğrafya, artık kültürel, tarihi ve doğal zenginlikleriyle turistlerin ilgi odağı haline gelecek. Yerli ve yabancı yatırımcılar da bu potansiyeli görerek bölgeye akın etmeye başladı. İlk yatırım haberleri de gelmeye başladı bile!
Bölgeye Yatırım Yağmuru Başladı
Bölgedeki huzur ortamının sağlanmasıyla birlikte turizm sektöründe büyük bir hareketlilik bekleniyor. Özellikle Diyarbakır, Şırnak, Cizre ve Batman gibi iller, otel yatırımlarıyla ön plana çıkıyor. Diyarbakır'da dört, Şırnak Cizre ve Batman'da ise birer otel için yatırım kararı alındığı belirtiliyor. Bu yatırımların bölgedeki turizm potansiyelini daha da artıracağı öngörülüyor.
Peki, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerini turizm açısından bu kadar cazip kılan ne? İşte cevabı:
- Tarihi ve Kültürel Zenginlikler: Bölge, binlerce yıllık tarihi geçmişiyle birçok medeniyete ev sahipliği yapmış. Göbeklitepe, Hasankeyf, Ani Harabeleri gibi önemli tarihi ve kültürel mekanlar bölgede bulunuyor.
- Doğal Güzellikler: Nemrut Dağı, Fırat ve Dicle nehirleri, Munzur Vadisi gibi eşsiz doğal güzellikler bölgeyi adeta bir cennet köşesi haline getiriyor.
- Gastronomi: Bölge mutfağı, kendine özgü lezzetleriyle damakları şenlendiriyor. Kebaplar, lahmacunlar, çiğ köfteler ve daha birçok yöresel lezzet, turistlerin ilgisini çekiyor.
Turist Sayısında Rekor Artış Bekleniyor
Örgütün kendini feshetmesiyle birlikte bu yıl bölgeye gelen turist sayısında yüzde 20'lik bir artış bekleniyor. Bu artışın bölge ekonomisine büyük katkı sağlayacağı düşünülüyor. Turizm sektöründeki canlanma, bölgedeki istihdamı da artıracak ve yeni iş imkanları yaratacak.
Turizm uzmanları, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin önümüzdeki yıllarda turizmde adından sıkça söz ettireceğini belirtiyor. Bölgedeki potansiyelin doğru değerlendirilmesiyle Türkiye turizmine büyük katkı sağlanabileceği vurgulanıyor.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki turizm hamlesi, sadece bölge için değil, Türkiye için de büyük bir fırsat. Bu fırsatın en iyi şekilde değerlendirilmesiyle ülke turizmi daha da gelişecek ve Türkiye, dünya turizminde hak ettiği yeri alacaktır.