Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde yapılan açıklamalar, piyasaları hareketlendirdi. Küresel enflasyondaki düşüşün yavaşlayacağı ve merkez bankalarının faiz indirimlerinde temkinli davranacağı beklentisi, yatırımcıların dikkatini çekti. Peki, bu durum Türkiye ekonomisini nasıl etkileyecek? İşte, PPK özetinin detayları ve piyasalara yansımaları…
Küresel Ekonomideki Belirsizlikler Artıyor
PPK özetinde, küresel ticaret politikalarına ilişkin belirsizliklerin arttığına dikkat çekildi. Korumacı adımlar ve jeopolitik risklerin, küresel ekonomi üzerindeki baskıyı artırdığı vurgulandı. Birçok ülke için büyüme tahminlerinin aşağı yönlü revize edildiği belirtilirken, Türkiye'nin dış ticaret ortaklarının büyüme beklentileri de güncellendi.
- Küresel ticaret politikalarındaki belirsizlikler artıyor.
- Jeopolitik riskler küresel ekonomiyi olumsuz etkiliyor.
- Büyüme tahminleri aşağı yönlü revize ediliyor.
Küresel talep görünümündeki bozulma nedeniyle emtia fiyatlarında düşüşler yaşanırken, ABD ticaret politikalarının geleceği ve diğer ülkelerin tepkileri önemli risk faktörleri olarak değerlendiriliyor. Bu durum, gelişmekte olan ülke piyasalarından portföy çıkışlarına neden oluyor.
Enflasyon Beklentilerinde Yavaşlama
PPK özetinde, tarife artışlarının enflasyon üzerindeki etkilerinin ülkeden ülkeye farklılık gösterebileceği belirtildi. ABD başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde enflasyon beklentilerinin bir miktar arttığı ifade edilirken, küresel enflasyondaki düşüşün yavaşlayacağı ve merkez bankalarının faiz indirimlerinde temkinli davranacağı öngörülüyor.
Türk lirası (TL) mevduat faizlerinin yükseldiği belirtilirken, ticari kredi ve ihtiyaç kredisi faizlerinde de artışlar yaşandığı kaydedildi. Bireysel kredilerin büyüme oranlarında gerileme görülürken, TL ticari kredilerin büyüme oranlarında artış yaşandı. Yabancı para (YP) kredilerde ise büyüme sınırına uyumlu bir şekilde gerileme kaydedildi.
Rezervlerde Azalma ve Risk Priminde Yükseliş
TCMB brüt uluslararası rezervlerinin azaldığı, Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk priminin (CDS) ise yükseldiği belirtildi. Türk lirasının kur oynaklığında da artış gözlenirken, DİBS ve hisse senedi piyasalarından net portföy çıkışları yaşandı.
Şubat ayında perakende satış hacim endeksinde ve ticaret satış hacim endeksinde artışlar görülürken, hizmet üretim endeksinde azalma yaşandı. Kartla yapılan harcamalarda ise dalgalı bir seyir izlendi. Öncü veriler, yurt içi talebin ilk çeyrekte ivme kaybetmekle birlikte öngörülenin üzerinde seyrettiğini ve enflasyonu düşürücü etkisinin azaldığını gösteriyor.
Şubat ayında sanayi üretim endeksinde azalma yaşanırken, inşaat üretim endeksinde artış kaydedildi. İstihdamda azalma görülürken, işsizlik oranında da düşüş yaşandı. Cari işlemler dengesi açık verirken, 12 aylık birikimli cari açıkta artış görüldü. Nisan ayı başında ABD tarafından açıklanan ilave gümrük tarifeleri ve sonrasındaki gelişmeler, ticaret politikalarına ilişkin belirsizliği artırdı.
Mart ayında ihracat ve ithalatın arttığı, ancak 12 aylık birikimli olarak bakıldığında dış ticaret açığında sınırlı bir azalış gerçekleştiği belirtildi. Cari açığın finansmanı tarafında, bankacılık sektörünün uzun vadeli borç çevirme oranının yüksek seviyelerde seyrettiği ifade edildi.
Sonuç olarak, Merkez Bankası PPK özetinde küresel ekonomideki belirsizlikler, enflasyon beklentileri ve Türkiye ekonomisine dair önemli değerlendirmeler yer alıyor. Piyasaların bu gelişmelere nasıl tepki vereceği ve gelecekteki para politikalarının nasıl şekilleneceği merakla bekleniyor. Yatırımcılar ve ekonomistler, TCMB'nin açıklamalarını yakından takip ederek, stratejilerini buna göre belirlemeye çalışacaklar.