Türkiye bankacılık sektörü, geçtiğimiz hafta mevduat rekoru kırdı. Sektörün toplam mevduatı, 14 Kasım ile sona eren haftada 837 milyar 920 milyon 290 bin TL artarak 26 trilyon 959 milyar 787 milyon 62 bin TL'ye yükseldi. Kredi hacmi de aynı dönemde 21 trilyon 214 milyar 836 milyon 687 bin TL'ye ulaştı. Bu gelişmeler, Türkiye ekonomisi için önemli sinyaller veriyor.

Mevduatlardaki Artışın Nedenleri

Mevduatlardaki bu dikkat çekici artışın arkasında çeşitli faktörler bulunuyor. Yüksek enflasyon ortamında yatırımcıların güvenli liman arayışına girmesi, döviz kurundaki dalgalanmalar ve faiz oranlarındaki artışlar, mevduat hesaplarına olan ilgiyi artırmış olabilir. Ayrıca, son dönemde uygulanan ekonomik politikaların da mevduat artışında etkili olduğu düşünülüyor. TCMB'nin açıkladığı haftalık para ve banka istatistiklerine göre, TL cinsi mevduatlarda da önemli bir yükseliş yaşandı. TL cinsi mevduatlar yüzde 3,9 artarak 14 trilyon 641 milyar 545 milyon 136 bin TL'ye ulaştı. Yabancı para (YP) cinsinden mevduatlar ise yüzde 2 artışla 8 trilyon 983 milyar 2 milyon 649 bin TL oldu.

Kredi Hacmindeki Gelişmeler

Bankacılık sektöründeki kredi hacmi de mevduatlarla birlikte yükseliş gösterdi. Toplam kredi hacmi, 14 Kasım ile biten haftada 229 milyar 19 milyon 497 bin TL artarak 21 trilyon 214 milyar 836 milyon 687 bin TL'ye ulaştı. Kredi hacmindeki bu artış, ekonomideki canlılığın bir göstergesi olarak yorumlanabilir. Özellikle tüketici kredilerindeki artış dikkat çekiyor. Yurt içi yerleşiklerin tüketici kredileri, geçen hafta yüzde 2,2 artarak 5 trilyon 359 milyar 892 milyon 512 bin TL oldu. Bu kredilerin dağılımı ise şu şekilde:

• Konut kredileri: 651 milyar 138 milyon 492 bin TL
• Taşıt kredileri: 49 milyar 204 milyon 29 bin TL
• İhtiyaç kredileri: 2 trilyon 42 milyar 363 milyon 895 bin TL
• Bireysel kredi kartları: 2 trilyon 617 milyar 186 milyon 96 bin TL

Ekonomiye Etkileri ve Beklentiler

Bankacılık sektöründeki mevduat ve kredi hacmindeki bu artışlar, Türkiye ekonomisi için olumlu bir tablo çiziyor. Mevduatların artması, bankaların finansman kaynaklarını güçlendirirken, kredi hacmindeki yükseliş ise ekonomik aktiviteyi destekliyor. Ancak, yüksek enflasyon ve döviz kuru dalgalanmaları gibi riskler de göz ardı edilmemeli. Önümüzdeki dönemde, ekonomik istikrarın sağlanması ve güven ortamının güçlendirilmesi, bankacılık sektörünün sağlıklı büyümesi için kritik önem taşıyor. Uzmanlar, bu gelişmelerin ekonomik büyüme üzerinde olumlu etkileri olacağını belirtirken, enflasyonla mücadele ve yapısal reformların devam etmesi gerektiğini vurguluyor.