Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Lübnan'a gerçekleştirdiği ziyarette Cumhurbaşkanı Joseph Aoun ile bir araya geldi. Görüşmede, silahların yalnızca devlet kontrolünde olması gerektiği vurgulandı. Bu ziyaret, Abbas'ın 2017'den bu yana Lübnan'a yaptığı ilk ziyaret olma özelliği taşıyor. Lübnan'da yaklaşık 222.000 Filistinli mülteci bulunuyor ve bu mültecilerin çoğu, devlet kontrolü dışında, aşırı kalabalık kamplarda yaşıyor.

Filistin ve Lübnan Arasında Ortak Komite Kuruluyor

İki lider, Lübnan devletinin kontrolü dışındaki silahların sona ermesi gerektiği konusunda hemfikir olduklarını belirttiler. Ayrıca, Filistinli mülteci kamplarındaki silahlı grupların silahsızlandırılması için yapılan çabalar ele alındı. Lübnan Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada, iki tarafın Lübnan'daki Filistin kamplarının durumunu takip etmek ve mültecilerin yaşam koşullarını iyileştirmek için Lübnan-Filistin ortak bir komite kurma konusunda anlaştıkları ifade edildi. Bu süreçte Lübnan egemenliğine saygı gösterilmesi ve Lübnan yasalarına uyulması taahhüdünde bulunuldu.

Lübnan ordusu, uzun süredir devam eden uygulama gereği Filistin kamplarına girmiyor. Bu kamplarda, Abbas'ın Fetih hareketi, rakibi Hamas ve diğer silahlı gruplar güvenliği sağlıyor. Hamas, Lübnan'daki müttefiki Hizbullah ile birlikte, bir yıldan fazla süren çatışmalar sırasında İsrail'e yönelik saldırılardan sorumlu olduğunu iddia etti. Bu çatışmalar, Gazze savaşının tetiklediği olayların ardından Kasım ayında ilan edilen ateşkesle büyük ölçüde sona erdi.

Cumhurbaşkanı Aoun, pazar günü yaptığı açıklamada, "Silahlar üzerindeki tekel devletin elinde olmalı" dedi. Ordunun Bekaa'da üç, Beyrut güneyinde bir ve kuzeyde iki olmak üzere altı Filistin askeri eğitim kampını kapattığını ve silahlar ele geçirdiğini de sözlerine ekledi. Kasım ayındaki ateşkes anlaşması kapsamında, ordu aynı zamanda ülkenin güneyindeki Hizbullah’ın altyapısını da dağıtıyor.

Lübnan'da Yeni Dönem mi Başlıyor?

Filistin Kurtuluş Örgütü’nün kıdemli yetkililerinden Ahmad Majdalani, Abbas’a eşlik ettiği ziyarette, Lübnan’ın “Arap ve Amerikan desteği aldığı” “yeni bir döneme” girdiğini söyledi. Majdalani, “Bu yeni bölgesel bağlamda bizim için önemli olan, Lübnan’ın iç çatışmalarının parçası olmamamız ve Filistin davasının hiçbir tarafın çıkarına hizmet etmek için kullanılmaması” dedi.

Lübnan'daki Hamas’ın kıdemli yetkililerinden Ali Barakeh ise Abbas’ın görüşmelerinin sadece silahlar ve güvenlikten öte daha geniş bir yaklaşım içermesini umduğunu belirtti. Barakeh, “Lübnan’ın egemenliği, güvenliği ve istikrarına saygımızı vurguluyoruz; aynı zamanda Lübnan’daki Filistin halkımız için sivil ve insan haklarının sağlanmasını talep ediyoruz” dedi.

Lübnan'daki Filistinli mülteciler, çoğunlukla 1948'de İsrail'in kuruluşu sırasında topraklarından kaçan veya sürülen kişilerin torunlarıdır. Bu mülteciler, istihdam da dahil olmak üzere çeşitli yasal kısıtlamalarla karşı karşıyadır.

Mahmud Abbas'ın Lübnan ziyareti, bölgedeki istikrar ve Filistinli mültecilerin durumu açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. İki ülke arasındaki işbirliğinin artması ve ortak komitenin kurulması, mültecilerin yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve bölgedeki gerginliğin azaltılmasına katkı sağlayabilir. Ancak, silahların devlet kontrolüne geçirilmesi ve kamplardaki silahlı grupların silahsızlandırılması gibi konularda atılacak adımlar, bölgedeki hassas dengeler göz önünde bulundurularak dikkatli bir şekilde planlanmalıdır.