İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP'nin yaptığı 'boykot çağrısı' üzerine harekete geçti. Başlatılan soruşturma kapsamında 16 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. Polis ekipleri tarafından düzenlenen eş zamanlı operasyonlarla şu ana kadar 10 şüpheli gözaltına alındı. Olayın detayları merakla beklenirken, soruşturmanın derinleştirilerek devam ettiği belirtildi.

Boykot Çağrısı ve Soruşturmanın Başlaması

CHP tarafından yapılan boykot çağrısının ardından, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı konuyla ilgili derhal soruşturma başlattı. Savcılık, çağrının içeriği, amacı ve olası sonuçları hakkında detaylı bir inceleme başlattı. Yapılan değerlendirmeler sonucunda, boykot çağrısıyla ilgili olduğu tespit edilen 16 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarılmasına karar verildi.

İstanbul'da Eş Zamanlı Operasyon

Gözaltı kararlarının ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri, belirlenen adreslere eş zamanlı operasyonlar düzenledi. Operasyonlarda şu ana kadar 10 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Gözaltına alınan şüphelilerin ev ve iş yerlerinde aramalar yapıldı. Aramalarda, soruşturma kapsamında delil olabilecek dijital materyallere ve belgelere el konuldu. Soruşturmanın gizliliği nedeniyle operasyonla ilgili detaylı bilgi verilmezken, gözaltı sayısının artabileceği belirtildi.

Gözaltına Alınan Şüphelilerin Durumu

Gözaltına alınan 10 şüpheli, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürülerek sorguya alındı. Şüphelilerin, boykot çağrısıyla ilgili bağlantıları, çağrının organizasyonunda yer alıp almadıkları ve diğer şüphelilerle olan ilişkileri araştırılıyor. Soruşturmanın selameti açısından şüphelilerin kimlikleri ve hangi suçlamalarla karşı karşıya oldukları hakkında henüz bir açıklama yapılmadı. Ancak, soruşturmanın tamamlanmasının ardından kamuoyunun bilgilendirileceği belirtildi.

Boykot çağrısı sonrası başlatılan soruşturma ve gerçekleştirilen operasyon, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Olayın siyasi boyutları ve olası etkileri merakla takip edilirken, soruşturmanın sonucunda ortaya çıkacak gelişmelerin Türkiye gündemini uzun süre meşgul edeceği öngörülüyor. Bu tür olayların, ifade özgürlüğü ve siyasi haklar gibi temel konuları da yeniden gündeme getireceği düşünülüyor.