19 Nisan 2025 Cumartesi

Ders Boykotu İfade Özgürlüğü mü? Barolar Birliği'nden Şok Rapor!

Türkiye Barolar Birliği (TBB) İnsan Hakları Merkezi'nin hazırladığı son rapor, ders boykotlarının ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği yönünde önemli bir görüş ortaya koydu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınması ve tutuklanması sonrası başlayan eylemlerin ardından hazırlanan rapor, hukuki hakları ve özellikle öğrencilerin protesto haklarını detaylı bir şekilde inceliyor. Bu rapor, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu kapsamındaki yargılamalar, Yükseköğrenim Kanunu disiplin hükümleri ve üniversite öğrencilerinin ders boykotlarına ilişkin disiplin sorumluluğu gibi kritik konulara ışık tutuyor.

Öğrenci Boykotları ve İfade Özgürlüğü

Raporda vurgulanan en önemli noktalardan biri, öğrencilerin dersleri boykot etme çağrısı yapmasının ve boykot etmesinin ifade özgürlüğü kapsamında olduğudur. Bu görüş, öğrencilerin protesto haklarının korunması ve desteklenmesi açısından büyük önem taşıyor. TBB İnsan Hakları Merkezi, protesto hakkının ifade özgürlüğü ile sıkı bir ilişkisi olduğunu ve barışçıl protestoların çeşitli eylem biçimlerini içerebileceğini belirtiyor. Bu eylem biçimleri arasında sadece yürüyüşler değil, aynı zamanda abluka, oturma eylemi ve işgal gibi farklı yöntemler de bulunuyor.

Raporda yer alan önemli tespitler şunlardır:

  • Protesto hakkı, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ile ifade özgürlüğünün ayrılmaz bir parçasıdır.
  • Barışçıl protestolar, sadece yürüyüşlerle sınırlı olmayıp, farklı eylem biçimlerini de kapsar.
  • Örgütlü ve kendiliğinden gerçekleşen eylemler, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının bir parçasıdır ve önceden bildirim şartına bağlı tutulamaz.
  • Protesto hakkı, kamuya açık alanlarda, kamu binalarında ve üniversitelerde kullanılabilir.

İfade Özgürlüğü ve Akademik Özgürlük

TBB raporunda ifade özgürlüğü ve akademik özgürlüğün, üniversitenin ve akademik yaşamın temel taşları olduğu vurgulanıyor. Öğrencilerin ifade, barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşü hakları, hem 1982 Anayasası'nın ilgili maddelerinde hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde (AİHS) güvence altına alınmıştır. Ancak, öğrencilerin protesto hakkının sınırı, bu tür eylemlerin yükseköğretim kurumlarında eğitim ve öğretimi doğrudan engelleyici bir nitelik taşıması olabilir.

AİHM'ye göre, boykot çağrısı karşı görüşü ifade etme aracıdır ve bu nedenle AİHS'nin 10. maddesinde tanınan ifade özgürlüğünün kapsamı içindedir. Mahkeme, boykotu siyasal bir ifade biçimi olarak nitelendirerek bunda kamu yararı olduğunu vurgulamaktadır. Şiddete, nefrete ya da hoşgörüsüzlüğe çağrı biçiminde olmadıkça, boykot Sözleşme'nin geniş koruması altındadır.

Üniversiteler ve Eleştirel Aklın Önemi

Anayasa Mahkemesi'nin de belirttiği gibi, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, bireylerin düşünce açıklamalarında bulunmak amacıyla bir araya gelebilme özgürlüğünü korur. Bu hak, ifade özgürlüğü ile birlikte demokratik toplumun temelini oluşturur. Üniversiteler, eleştirel aklın beşiği olarak kabul edilir ve farklı düşüncelere sahip öğrencilere daha fazla hoşgörü gösterilmesi gerekir. İfade özgürlüğü, üniversite öğrencileri de dahil olmak üzere herkesin görüş ve fikirlerini serbestçe anlatabilmesi, başkalarına aktarabilmesi ve yayabilmesi imkanına sahip olması anlamına gelmektedir.

Türkiye Barolar Birliği'nin bu raporu, öğrencilerin protesto hakları ve ifade özgürlüğü konusunda önemli bir çerçeve sunuyor. Raporun sonuçları, yükseköğretim kurumlarında disiplin uygulamaları ve öğrencilerin haklarının korunması açısından dikkatle değerlendirilmesi gereken bir dönüm noktası olabilir. Öğrencilerin sesini duyurma ve eleştirel düşüncelerini ifade etme özgürlüğü, demokratik bir toplumun vazgeçilmez unsurlarından biridir ve bu rapor, bu özgürlüğün korunması için önemli bir adım olarak değerlendirilebilir.

İlgili Haberler