Erdoğan'dan ABD'ye Kritik Çağrı: Türkiye-Amerika Dayanışması Şart!
Gündem

Erdoğan'dan ABD'ye Kritik Çağrı: Türkiye-Amerika Dayanışması Şart!


23 September 20255 dk okuma3 görüntülenmeSon güncelleme: 23 September 2025

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York'ta Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi tarafından düzenlenen akşam yemeğinde önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, diplomasiden güvenliğe, ekonomiden teknolojiye kadar birçok alanda yaşanan kutuplaşmanın Türkiye-Amerika dayanışmasını her zamankinden daha kritik hale getirdiğini vurguladı.

Türkiye-ABD İlişkilerinde Yeni Dönem mi?

Erdoğan, Türk-Amerikan ilişkilerinin müttefiklik ve stratejik ortaklık temelinde ilerletilmesi için çalışmaların sürdüğünü belirtti. Ülkeler arasındaki işbirliğinin güvenlik, ticaret, yatırımlar, enerji ve eğitim gibi pek çok alanda çeşitlenerek derinleştiğini ifade etti. Ayrıca, Başkan Trump'ın ikinci döneminde yönetimin her kademesi ile temasların yoğunlaşmaya başladığını ve kurumlar arasındaki yapıcı diyalogun hız kazandığını söyledi.

Erdoğan, Trump ile yıllara sari geliştirdikleri samimi dostluk sayesinde gündemdeki bazı pürüzlerin giderilmesi yönünde karşılıklı bir irade oluştuğunu da sözlerine ekledi. Konuşmasında öne çıkan diğer noktalar şunlardı:

  • Türk diasporasının öncü şahsiyetleri olarak önemli sorumluluklar düşüyor.
  • Nüfusu yarım milyona yaklaşan Türk-Amerikan toplumunun, yerel ve federal düzeyde siyaset arenasında daha fazla rol alması gerekiyor.
  • Başta Gazze krizi, Rusya-Ukrayna Savaşı ve Suriye olmak üzere coğrafyamızdaki gelişmelere dair sürekli istişare içerisindeyiz.
  • İkili ticaret hacmimizi 100 milyar dolara yükseltme hedefimiz devam ediyor.

İslam Düşmanlığına Karşı Ortak Mücadele Çağrısı

Erdoğan, özellikle son dönemde İslam düşmanlığı ve kültürel ırkçılığın dünya genelinde endişe verici boyutlara ulaştığına dikkat çekti. Siyasi yelpazenin uçlarında barınan marjinal fikirlerin, sosyal medyanın da etkisiyle daha geniş kitlelere erişebildiğini belirtti. Bu tehlikeli eğilimlerin, Amerika'da yaşayan ve Amerika'yla bütünleşen Türkleri ürküttüğünün farkında olduklarını ifade etti.

Amerika'nın inanç hürriyeti konusunda yıllardır örnek gösterilen bir ülke olduğunu ve bu özelliğinde bir gerileme yaşanmamasını ümit ettiklerini söyleyen Erdoğan, nefret söylemlerinden beslenenlerin azınlıkta kalması için herkese görevler düştüğünü vurguladı. Amerika'daki Müslüman toplumunun gücünün, dünyadaki tüm Müslümanlar için bir güven ve cesaret kaynağı olacağına inandığını belirtti.

Terörle Mücadelede Kararlılık Vurgusu

Erdoğan, Türkiye'yi on yıllardır meşgul eden terör belasıyla mücadelenin önemine değindi. Pensilvanya'daki elebaşının ölmesiyle birlikte FETÖ'de iç tartışmaların ve çözülmelerin hızlandığını, ortaya saçılan skandalların bu hain yapının gerçek yüzünün bir kez daha görülmesine vesile olduğunu söyledi. Hukuk ve demokrasi zemininde FETÖ ile mücadeleye aynı kararlılıkla devam edeceklerini vurguladı.

"Ne sınırlarımız içinde ne bölgemizde teröre tahammülümüz vardır" diyen Erdoğan, bu hedefin adım adım gerçeğe dönüştüğünü ifade etti. Ayrıca, Amerika'da Türkiye aleyhine kampanyalar yürüten gruplar ve lobilerin bulunduğunu, bu yapıların Türk-Amerikan ilişkilerinin güçlenmesinden rahatsız olduklarını ve Türklerin başarılı olmasını istemediklerini belirtti. Erdoğan, Türkiye'nin hakkı haykırdıkça, bölgesinde barışı ve adaleti savundukça, Gazze başta olmak üzere mazlumlara sahip çıktıkça ülkeyi ve kendisini susturmaya yönelik kampanyaların da arttığını, ancak bunlara prim vermeyeceklerini ve baskılara teslim olmayacaklarını vurguladı.

Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Amerika Birleşik Devletleri'nde yaptığı bu kritik açıklamalar, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin geleceği açısından önemli bir dönüm noktası olabilir. Özellikle terörle mücadele, ticaret hacminin artırılması ve bölgesel sorunlara çözüm bulunması gibi konularda iş birliğinin güçlendirilmesi, her iki ülkenin de çıkarına olacaktır. Erdoğan'ın vurguladığı dayanışma ve ortak değerler etrafında kenetlenme çağrısı, Türk-Amerikan toplumunun daha güçlü bir şekilde bir araya gelmesine ve her iki ülkenin de refahına katkı sağlamasına yardımcı olabilir.