Gazze'de ilan edilen ateşkes, bölgede kısa süreli bir rahatlama sağlasa da, geleceğe dair endişeler devam ediyor. Trump'ın Gazze planı, İsrail ve Hamas arasında yeni bir dönemin başlangıcı olarak görülse de, planın içeriği ve olası sonuçları hakkında birçok soru işareti bulunuyor. Ali Değermenci'nin köşe yazısında, bu planın Gazze için ne anlama geldiği detaylı bir şekilde analiz ediliyor.

Trump'ın Gazze Planı: Barış mı, Tuzak mı?

Trump'ın Gazze planı, ilk bakışta ateşkesin sağlanması ve insani yardımların bölgeye ulaştırılması gibi olumlu adımlar içeriyor gibi görünse de, planın derinlemesine incelendiğinde ciddi sorunlar barındırdığı ortaya çıkıyor. Değermenci'ye göre, planın en büyük tehlikesi, Gazze'nin silahsızlandırılması ve Hamas'ın kontrolünün tamamen ortadan kaldırılması şartı. Bu şartlar, İsrail'in bölgedeki hegemonyasını pekiştirmesine ve Filistinlilerin direnişini kırmasına yönelik bir adım olarak değerlendiriliyor.

Planın diğer tartışmalı noktaları ise şunlar:

• Gazze'ye uluslararası bir barış gücünün yerleştirilmesi ve yönetimin Gazze polis teşkilatından devralınması.
• Bu gücün başına, geçmişte Siyonizme büyük katkıları olan Tony Blair'in getirilmesi.
• Gazze'de dinlerarası diyalog ve ılımlı İslam projelerinin devreye sokulması.

Bu maddeler, Gazze'nin fiilen İsrail'in kontrolüne geçmesi ve bölgedeki İslami kimliğin yok edilmesi anlamına geliyor. Değermenci, bu durumu "Gazze'nin idam fermanı" olarak nitelendiriyor ve planın, soykırımdan daha tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini savunuyor.

Hamas'ın Cevabı Ne Olacak?

Trump planına Hamas'ın nasıl bir cevap vereceği, Gazze'nin geleceği açısından kritik önem taşıyor. Hamas, planın silahsızlanma ve uluslararası güç gibi maddelerine kesin olarak karşı çıkıyor. Ancak, prensip olarak plana tamamen kapıları kapatmamış olması, müzakerelerin devam edebileceği umudunu taşıyor. Değermenci'ye göre, Hamas'ın bu tutumu, Gazze'nin tamamen yerle bir olmasını engellemek ve Filistinli Arap ve Müslüman cepheden insanların Gazze'ye hâkim olmasını sağlamak amacıyla yapılmış bir fedakarlık olabilir.

Ancak, Hamas'ın Gazze'nin felaketini hazırlayacak bir manevi tahribatı kabul etmesi durumunda, bu durumun İslam dünyası tarafından şiddetle karşı çıkılacağı da belirtiliyor.

Peki, Bundan Sonra Ne Olacak?

Gazze'yi bekleyen olası senaryolar oldukça karmaşık ve belirsiz. Eğer Hamas, Trump planını kabul etmezse, İsrail'in Gazze'ye tekrar saldırması kaçınılmaz olabilir. Bu durumda, rehinelerin kurtarılmış olması nedeniyle, İsrail'in saldırıları çok daha insafsız ve yıkıcı olacaktır.

Öte yandan, garantör ülkelerin (ABD, Türkiye, Mısır, Katar) bu süreçte nasıl bir tavır alacağı da büyük önem taşıyor. Eğer bu ülkeler, İsrail'in zulmünü durdurmak için güç kullanmazsa, Gazze'nin tarihe gömülmesi riski ortaya çıkacaktır.

Gazze'de yaşanan bu gelişmeler, sadece Filistin'i değil, tüm İslam dünyasını yakından ilgilendiriyor. Gazze'nin entrika ile, oldu bitti ile İsrail'e terk edilmesini hedefleyen bir plan hakkında konuşmak ve bu felaketin önüne geçmek için harekete geçmek gerekiyor.