İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, 2025 yılının ilk üç ayını kapsayan Marmara Bölgesi Hak İhlalleri Raporu'nu yayımladı. Raporda, hapishanelerdeki kapasite fazlasının 103 bin 120 olduğu belirtilirken, üç ayda toplam 1249 hak ihlali tespit edildiği kaydedildi. Rapordaki en çarpıcı detaylardan biri ise, bir mahkumun din kursuna katılmadığı için tahliyesinin engellenmesi oldu. Bu durum, cezaevlerindeki uygulamaların ne kadar keyfi ve insan haklarına aykırı olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Hapishanelerde Yaşanan Hak İhlalleri Neler?
İHD raporunda yer alan bilgilere göre, Marmara Bölgesi'ndeki hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri oldukça çeşitli. İşte raporda öne çıkan bazı ihlaller:
- Sağlık hakkı ihlalleri: Mahkumların sağlık hizmetlerine erişiminde yaşanan zorluklar, tedavi süreçlerindeki aksamalar ve yetersiz sağlık personeli nedeniyle yaşanan sorunlar.
- İletişim hakkı ihlalleri: Mektup, telefon ve diğer iletişim araçlarının kullanımında yaşanan kısıtlamalar, aileleri ve avukatları ile iletişim kurmalarının engellenmesi.
- Disiplin cezaları: Keyfi ve orantısız disiplin cezaları, mahkumların temel haklarını ihlal eden uygulamalar.
- Kötü muamele ve işkence: Mahkumlara yönelik kötü muamele, darp ve işkence iddiaları.
- Din ve vicdan özgürlüğü ihlalleri: Din kurslarına katılmaya zorlama, ibadet özgürlüğünün kısıtlanması.
Raporda özellikle din kursuna katılmadığı için tahliyesi engellenen mahkumun durumu, din ve vicdan özgürlüğünün açık bir ihlali olarak değerlendiriliyor. Bu durum, cezaevlerindeki uygulamaların insan haklarına uygunluğunun sorgulanmasına neden oluyor.
Kapasite Sorunu ve Sonuçları
Raporda dikkat çekilen bir diğer önemli sorun ise hapishanelerdeki kapasite fazlası. 103 bin 120 kişilik kapasite fazlası, mahkumların yaşam koşullarını olumsuz etkiliyor. Yetersiz barınma, hijyen sorunları, sağlık hizmetlerine erişimde zorluklar ve artan şiddet olayları, kapasite fazlasının yarattığı sorunlardan sadece birkaçı. Bu durum, mahkumların rehabilitasyonunu zorlaştırırken, cezaevlerinin ıslah işlevini de yerine getirmesini engelliyor.
Cezaevlerindeki kapasite sorununun çözümü için yeni cezaevleri inşa etmek yerine, alternatif ceza yöntemlerinin uygulanması ve tutuksuz yargılamanın esas alınması gerektiği vurgulanıyor. Ayrıca, cezaevlerindeki koşulların iyileştirilmesi, mahkumların temel haklarının korunması ve rehabilitasyon süreçlerinin desteklenmesi de büyük önem taşıyor.
İHD'nin Çağrısı
İHD, yayımladığı raporla yetkililere çağrıda bulunarak, hapishanelerdeki hak ihlallerinin son bulması için gerekli önlemlerin alınmasını talep etti. Özellikle din ve vicdan özgürlüğüne saygı gösterilmesi, keyfi uygulamalara son verilmesi ve mahkumların insan onuruna yakışır koşullarda yaşamalarının sağlanması gerektiği vurgulandı. İHD, cezaevlerindeki hak ihlallerinin takipçisi olmaya devam edeceğini ve bu konuda kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğini belirtti.
İHD'nin raporu, Türkiye'deki hapishanelerin durumunun vahametini bir kez daha gözler önüne serdi. Din kursuna katılmadığı için tahliyesi engellenen mahkumun durumu, cezaevlerindeki uygulamaların ne kadar keyfi ve insan haklarına aykırı olabileceğini gösteriyor. Yetkililerin bu raporu dikkate alarak gerekli önlemleri alması ve cezaevlerindeki hak ihlallerine son vermesi gerekiyor. Aksi takdirde, Türkiye'nin insan hakları karnesi daha da kötüleşecek ve uluslararası alanda itibar kaybetmeye devam edecektir.