İmamoğlu Davası Ertelendi! Bilirkişi Hedef Gösterme İddiası
Gündem

İmamoğlu Davası Ertelendi! Bilirkişi Hedef Gösterme İddiası


12 June 20255 dk okuma7 görüntülenmeSon güncelleme: 15 June 2025

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) görevden uzaklaştırılan Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, soruşturmalarda görevli bilirkişiyi hedef göstererek yargı görevini etkilemeye çalıştığı iddiasıyla yargılandığı davada yeni bir gelişme yaşandı. Katılmadığı duruşmada mahkeme, bir sonraki celsenin Silivri'de yapılmasına ve İmamoğlu'nun duruşmada hazır bulunması için ceza infaz kurumuna müzekkere yazılmasına karar verdi. Duruşma, 26 Eylül tarihine ertelendi.

Davanın Seyri ve İddialar

Ekrem İmamoğlu hakkında, İBB'deki bazı soruşturmalarda görev alan bilirkişileri hedef gösterdiği iddiasıyla dava açılmıştı. İddiaya göre İmamoğlu, bilirkişilerin yargı görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etti. Bu suçlama üzerine açılan dava, kamuoyunun yakından takip ettiği bir süreç haline geldi. Duruşmaya katılmayan İmamoğlu'nun savunması merak konusuyken, mahkemenin aldığı kararlar davanın seyrini değiştirecek gibi görünüyor.

Mahkemenin Kararları ve Gerekçeleri

Mahkeme, duruşmanın Silivri'de yapılmasına karar verirken, İmamoğlu'nun duruşmada hazır bulunması için ceza infaz kurumuna müzekkere yazılmasını da kararlaştırdı. Bu kararların gerekçesi henüz tam olarak açıklanmamış olsa da, mahkemenin davanın daha etkin yürütülmesi ve İmamoğlu'nun savunmasının doğrudan alınması amacıyla bu yönde bir karar aldığı düşünülüyor. 26 Eylül'de yapılacak duruşma, davanın geleceği açısından kritik bir öneme sahip.

Hukuki Süreç ve Beklentiler

Bu tür davalar, hukuki süreçlerin nasıl işlediği ve yargının bağımsızlığı gibi konuları gündeme getiriyor. İmamoğlu'nun avukatlarının nasıl bir savunma stratejisi izleyeceği ve mahkemenin bu savunmaya nasıl yanıt vereceği merakla bekleniyor. Dava sürecinin şeffaf ve adil bir şekilde yürütülmesi, kamuoyunun yargıya olan güveni açısından büyük önem taşıyor.

Davanın 26 Eylül'e ertelenmesi ve İmamoğlu'nun duruşmada hazır bulunma zorunluluğu, sürecin daha da karmaşık hale gelebileceğini gösteriyor. Bu süreçte yaşanacak gelişmeler, hem İmamoğlu'nun siyasi geleceği hem de Türkiye'deki hukuk sistemi açısından önemli sonuçlar doğurabilir.