İnönü'nün Darbe Planı: 27 Mayıs'ın Gizli Yüzü Ortaya Çıktı!
Gündem

İnönü'nün Darbe Planı: 27 Mayıs'ın Gizli Yüzü Ortaya Çıktı!


23 May 20255 dk okuma3 görüntülenmeSon güncelleme: 23 May 2025

Türkiye'nin demokrasi tarihinde derin yaralar açan 27 Mayıs darbesi, üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala tartışılmaya devam ediyor. Darbenin "apoletsiz komutanı" olarak anılan İsmet İnönü'nün rolü, yeni belgeler ve tanıklıklarla daha da netleşiyor. İnönü'nün darbe öncesindeki tutumu, darbe sürecindeki etkisi ve sonrasındaki icraatları, Türk siyasi tarihine ışık tutuyor.

Darbe Öncesi Sinyaller ve İnönü'nün Tehditleri

İsmet İnönü'nün darbe öncesindeki açıklamaları, adeta darbenin habercisi niteliğindeydi. 27 Nisan'da TBMM'de yaptığı konuşmada, Adnan Menderes ve arkadaşlarını açıkça tehdit eden İnönü, "Bu demokratik rejimi istikametinden ayırıp, baskı rejimi haline getirmek tehlikeli bir şeydir. Bu yolda devam ederseniz ben de sizi kurtaramam! Arkadaşlar, şartlar tamam olduğu zaman milletler için ihtilal meşru bir haktır" sözleriyle darbenin fitilini ateşlemişti. Bu sözler, İnönü'nün darbe hazırlıklarından haberdar olduğunu ve hatta bu süreci desteklediğini gösteriyordu.

Cemal Gürsel'in Ankara'ya Çağrılması ve İnönü'nün Rolü

Darbe planlarının önemli bir parçası da, darbenin başına geçecek bir komutanın belirlenmesiydi. İnönü, bu göreve dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Cemal Gürsel'i uygun görmüştü. Gürsel'in İzmir'den Ankara'ya çağrılması ve darbenin başına geçirilmesi, İnönü'nün doğrudan müdahalesiyle gerçekleşti. Gürsel, daktilo ile yazdığı notta o gece yaşananları şöyle aktarıyor:

“Başbakan Adnan Menderes’e 3 Mayıs 1960 yılında yazmış olduğum 15 maddelik mektubumu Milli Savunma Bakanı Ethem Menderes’e teslim ettim. O mektupta, ‘Ordunun durumu karışık, Bayar istifa etmeli. Yerine muhterem zatı (Adnan Menderes) halk seviyor. Bu sevgiden istifade ederek kırılanların gönülleri alınmalı ve millete yeniden güven telkin edilmeli’ şeklinde beyanatta bulunarak Menderes’in cumhurbaşkanı olmasının yararlı olduğunu düşünmüş idim. Bu mektup sonra basına sızdı. Ve benim Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndan istifa etmem gerektiği konuşulmaya başlanınca, emekliliğim istenerek görevime son verildi.”

Gürsel'in bu ifadeleri, İnönü'nün darbe sürecindeki aktif rolünü açıkça ortaya koyuyor. İnönü, sadece darbenin planlanmasında değil, aynı zamanda darbenin uygulanmasında da önemli bir rol oynamıştı.

İdam Kararları ve İnönü'nün Baskısı

27 Mayıs darbesinin en tartışmalı konularından biri de, Adnan Menderes ve arkadaşlarının idam kararlarıydı. İddialara göre, İsmet İnönü, Menderes ve arkadaşlarının idam edilmesi için Milli Birlik Komitesi'ne (MBK) sürekli baskı yapıyordu. Cemal Gürsel, bu konuda şunları söylüyor:

“Menderes’in yargılanmasında tarafsız olmaya çalıştım. İnönü, Menderes’in ve yanındaki bakanlarının mutlak suretle idam edilmesi gerektiğini mahkeme heyetine ve MBK’ya sürekli telkinde bulunuyor, haber gönderiyordu. Menderes ve arkadaşlarının yargılanmaları müdahalelerle adaletsiz şekilde yürüyordu. İnönü ile son kez görüştüğümüzde idamları onaylamamak taraftarı olduğumu bildiği için, memlekete verdikleri zararın bedelinin ağır ödetilmesi gerektiğini, bunu yapmamızın icap ettiğini telkin ettikten sonra idamları büyük bir üzüntüyle onayladım. Menderes ve arkadaşlarına büyük bir haksızlık yapıldı kanısını hala taşımaktayım. İdam üzerinden demokrasinin kurulamayacağını bu toplum mutlak bir gün anlayacaktır. Üzgünüm Menderes…. Saygı ile Cemal Gürsel”

Bu ifadeler, İnönü'nün idam kararlarındaki etkisini ve sorumluluğunu gözler önüne seriyor. Menderes ve arkadaşlarının idam edilmesi, Türk siyasi tarihinde derin izler bırakmış ve demokrasinin gelişimini olumsuz etkilemiştir.

MBK Üyelerinin Belirlenmesi ve İnönü'nün Kontrolü

İsmet İnönü, sadece Cemal Gürsel'i değil, Milli Birlik Komitesi'nde (MBK) yer alacak isimleri de bizzat belirledi. Darbe sonrasında bakan olan CHP'li Selim Sarper, darbe öncesinde yaptıkları gizli bir toplantıda İnönü'nün kendilerine şunları söylediğini aktarıyor:

“Talebimiz iktidarın lağvedilmesi ve yerine seçimler yapılana kadar fiili geçici bir hükümetle idareye devam etmesidir. Bu mesele Avrupa’da ve dostumuz olan Amerika’da da yankı bulmuş ve destekleri tarafımıza bizzat yetkililerince iletilmiştir. İhtilal komiteleri, Millî Birlik Komitesi altında 40 kişiden oluşacaktır. Zarflarda komiteye alınacaklar yazmaktadır.”

Bu ifadeler, İnönü'nün darbe sürecini baştan sona kontrol altında tuttuğunu ve MBK'yı kendi istediği şekilde şekillendirdiğini gösteriyor. İnönü'nün bu kontrolü, darbenin ardından kurulan hükümetin ve yapılan uygulamaların da CHP'nin etkisi altında olduğunu gösteriyor.

Sonuç

27 Mayıs darbesi, Türk demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Bu darbenin arkasındaki isimlerden biri olan İsmet İnönü'nün rolü, yeni belgeler ve tanıklıklarla daha da netleşmektedir. İnönü'nün darbe öncesindeki tehditleri, Cemal Gürsel'in Ankara'ya çağrılması, idam kararlarındaki baskısı ve MBK üyelerinin belirlenmesindeki etkisi, İnönü'nün darbe sürecindeki aktif rolünü açıkça ortaya koymaktadır. 27 Mayıs darbesi, Türk siyasi tarihinde derin izler bırakmış ve demokrasinin gelişimini olumsuz etkilemiştir. Bu nedenle, darbenin tüm yönleriyle araştırılması ve sorumlularının ortaya çıkarılması, Türk demokrasisi için önemli bir gerekliliktir. 27 Mayıs'ın karanlıkta kalan yönlerinin aydınlatılması, Türkiye'nin demokratikleşme sürecine katkı sağlayacaktır.