İnsan Hakları Savunucuları Neden 'Hayır' Diyor? Şok Gerekçeler!
Gündem

İnsan Hakları Savunucuları Neden 'Hayır' Diyor? Şok Gerekçeler!


27 May 20255 dk okuma10 görüntülenmeSon güncelleme: 10 June 2025

Baskıcı rejimlerde insan hakları savunucusu olmak, büyük riskler almak anlamına geliyor. Peki, bu cesur insanlar neden 'hayır' diyor ve hangi zorluklarla karşılaşıyorlar? İşte insan hakları savunucularının mücadelesinin perde arkası.

İnsan Hakları Savunucuları Kimdir?

İnsan hakları savunucuları, toplumda ve dünyada yaşanan sorunlara, hak ihlallerine karşı mücadele eden, dünyanın daha iyi bir yer olması için çaba gösteren kişilerdir. Bu kişiler, gazeteciler, avukatlar, akademisyenler, sendikacılar, aktivistler veya sadece duyarlı vatandaşlar olabilir. İnsan hakları savunuculuğunun temel ilkesi şiddete başvurmamaktır. Şiddeti reddeden, hak ve özgürlüklerin korunması için çalışan herkes insan hakları savunucusudur.

  • Hak ihlallerini belgeliyorlar.
  • Raporlar hazırlıyorlar.
  • Toplantılar ve etkinlikler düzenliyorlar.
  • Haksızlıklara karşı seslerini yükseltiyorlar.

Baskıcı Rejimlerin Hedefinde İnsan Hakları Savunucuları

Demokrasi ve hukukun üstünlüğünün olmadığı, çatışma ve savaşların yaşandığı, otoriter yönetimlerin hüküm sürdüğü yerlerde insan hakları savunucularının çalışma alanları daralıyor. Bu rejimler, insan hakları savunucularını ve onların ailelerini çeşitli şekillerde hedef alıyor:

  • Tehditler
  • Yargı baskısı
  • Hapis cezaları
  • Fiziksel şiddet

İnsan Hakları için Uluslararası Servis (ISHR), insan hakları savunucularının korunması ve insan hakları sistemlerinin güçlendirilmesi için çalışmalar yürütüyor. ISHR'nin raporları, dünya genelinde insan hakları savunucularına yönelik baskının yaygınlığını ortaya koyuyor. Örneğin, Bahreyn'de insan hakları savunucuları keyfi olarak tutuklanırken, Mısır'da isimleri terör listesine eklenen hak savunucuları mesleklerini yapamaz hale geliyor. Çin gibi ülkelerde ise bağımsız sivil toplum örgütleri sürekli denetim ve baskı altında tutuluyor.

Seyahat Yasağı: Bir Baskı Aracı

Baskıcı rejimlerin insan hakları savunucularını susturmak için kullandığı yöntemlerden biri de seyahat yasağıdır. ISHR, bu konuya dikkat çekmek amacıyla bir kampanya başlattı. Seyahat yasağı, insan hakları savunucularının uluslararası toplantılara katılmasını, aileleriyle görüşmesini ve hatta tedavi olmasını engelleyebiliyor. Mısır'dan Mohamed El-Baqer ve Suudi Arabistan'dan Loujain Al-Hathloul gibi isimler, seyahat yasakları nedeniyle insan hakları çalışmalarına katılamıyorlar.

Gelişen teknolojik araçlarla toplantılara katılmak mümkün olsa da yüz yüze görüşmeler hâlâ en etkili yöntemlerden biridir. Mahkeme kararıyla yurtdışına, il dışına ve hatta ev dışına çıkış bile yasaklanabiliyor. Örneğin, Mısır’dan Mohamed El-Baqer ve Suudi Arabistan’dan Loujain Al-Hathloul haklarındaki seyahat yasağı nedeniyle Cenevre gibi merkezlerdeki insan hakları çalışmalarına katılamıyor.

Öte yandan, bazı insan hakları savunucularının ülkelerine dönmelerine de izin verilmiyor. Nikaragua’dan kadın hakları ve yerli halklar savunucusu Anexa Alfred Cunningham’ın ülkesine dönmesine izin verilmiyor. Ayrıca, (2016-2018 OHAL dönemi KHK’larından bildiğimiz gibi) idari kararla pasaportların iptal edilmesi de mümkün.

Elbette seyahat yasağı yalnızca insan hakları mücadelemizi etkilemiyor. Kimi durumlarda yurtdışında yaşayan aile üyelerimizle görüşmemizi, onların düğünlerine ya da cenazelerine katılmamızı engelliyor. Kimi zaman ihtiyaç duyduğumuz tedaviyi görmemizi, kimi zaman ise sadece gezme veya tatil amaçlı seyahat etmemizi bile engelliyor.

Tüm bu baskılara rağmen insan hakları savunucuları, haksızlıklara ve ihlallere karşı seslerini yükseltmeye devam ediyor. Çünkü insan hakları hareketi, 'hayır' diyenlerden oluşur. İnsan hakları savunucularına yönelik baskılara, seyahat yasaklarına 'hayır' demek, daha adil ve özgür bir dünya için atılacak önemli bir adımdır.