Karadeniz Bölgesi'nde son günlerde kaydedilen mikro depremler, heyelan tehlikesini gündeme getirdi. Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, bölgedeki sarsıntıların heyelan sahalarını tetikleyebileceği uyarısında bulundu. Özellikle Rize ve Trabzon arasındaki bölgede yoğunlaşan mikro depremler, bölge halkında endişe yaratıyor.

Mikro Depremler Heyelanları Tetikliyor

Prof. Dr. Osman Bektaş, Karadeniz'deki mikro depremlerin, büyüklükleri düşük olmasına rağmen heyelanları tetikleme potansiyeline sahip olduğunu vurguladı. "Çok fazla hissetmediğimiz 2.4 büyüklüğündeki mikro deprem, sahildeki heyelanları tetikleyebiliyor. İklim, yağış, deprem etkisi, dik topografya ve kayaçların ayrışmış ve bol kırıklı yapıda olması heyelanları tetikleyen faktörlerdir" şeklinde konuştu.

Mikro depremlerin, toprak kaymalarına neden olarak özellikle kıyı bölgelerinde ciddi risk oluşturabileceği belirtiliyor. Uzmanlar, bölgedeki yerleşim yerlerinin ve altyapının bu tür doğal afetlere karşı daha dayanıklı hale getirilmesi gerektiğini vurguluyor.

Bölgedeki Risk Faktörleri

Karadeniz Bölgesi'nin coğrafi yapısı ve iklim koşulları, heyelan riskini artıran önemli faktörler arasında yer alıyor. Bölgedeki dik yamaçlar, yoğun yağışlar ve toprak yapısı, heyelanların sıkça yaşanmasına neden oluyor. Prof. Dr. Bektaş, bu faktörlere ek olarak depremlerin de heyelanları tetikleyici bir rol oynadığını belirtiyor.

Bölgedeki risk faktörlerini şu şekilde sıralayabiliriz:

• Yoğun Yağışlar: Karadeniz Bölgesi, yıl boyunca yüksek miktarda yağış almaktadır. Bu durum, toprak doygunluğunu artırarak heyelan riskini yükseltir.
• Dik Yamaçlar: Bölgedeki arazinin engebeli yapısı, toprak kaymalarını kolaylaştırır.
• Toprak Yapısı: Ayrışmış ve bol kırıklı kayaçlardan oluşan toprak, heyelanlara karşı daha dayanıksızdır.
• Depremler: Bölgede meydana gelen depremler, zemini sarsarak heyelanları tetikleyebilir.

Alınması Gereken Önlemler

Karadeniz Bölgesi'nde heyelan riskini azaltmak için çeşitli önlemler alınması gerekiyor. Bu önlemler arasında:

• Heyelan Haritalarının Çıkarılması: Riskli bölgelerin belirlenmesi ve haritalandırılması, planlama ve yapılaşma süreçlerinde önemli bir rol oynar.
• Eğim Dengeleme Çalışmaları: Dik yamaçların eğiminin azaltılması, toprak kaymalarını önleyebilir.
• Drenaj Sistemlerinin İyileştirilmesi: Yağmur sularının tahliyesini sağlayacak etkili drenaj sistemleri, toprak doygunluğunu azaltır.
• Ağaçlandırma Çalışmaları: Kökleri toprağı tutan ağaçlar, heyelanlara karşı doğal bir bariyer oluşturur.
• Bilinçlendirme Çalışmaları: Halkın heyelan riskine karşı bilinçlendirilmesi, erken uyarı sistemlerinin etkin kullanımı ve tahliye planlarının hazırlanması önemlidir.

Karadeniz Bölgesi'nde yaşanan mikro depremlerin heyelan riskini tetiklediği gerçeği, bölgedeki doğal afetlere karşı daha dikkatli olunması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Yetkililerin ve halkın işbirliği ile alınacak önlemler, olası can ve mal kayıplarının önüne geçebilir. Unutulmamalıdır ki, doğal afetler karşısında hazırlıklı olmak, en etkili savunma yöntemidir.