LGBTİ+'lara Yasak! İHD'nin Açıklamasına Milli Güvenlik Engeli Mi?
Gündem

LGBTİ+'lara Yasak! İHD'nin Açıklamasına Milli Güvenlik Engeli Mi?


03 June 20255 dk okuma6 görüntülenmeSon güncelleme: 08 June 2025

İstanbul İnsan Hakları Derneği (İHD) LGBTİ+ Komisyonu'nun Onur Ayı için planladığı basın açıklaması, Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından "milli güvenlik" gerekçesiyle yasaklandı. Bu kararın ardından dernek üyeleri, dernek binası önünde açıklama yapmak istediler ancak bu da "güvenlik sorunu" iddiasıyla engellendi. Polis, derneğin bulunduğu sokağı abluka altına alırken, açıklama dernek binasının toplantı salonunda gerçekleştirildi.

Yasak Kararına Rağmen LGBTİ+ Hakları Vurgusu

Toplantı salonuna, "Varoluş yasaklanamaz LGBTİ+ hakları insan haklarıdır" yazılı pankart asıldı. İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, Aile Bakanlığı'nın toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ifadelerinin yasaklanmasını eleştirerek, Türkiye'nin LGBTİ+'lara yönelik nefretini derinleştirdiğini belirtti. Keskin, "Normal olanı iktidarlar belirler ama gerçek normallerde değildir. Bu ülkenin temelini erkek egemen politikalar oluşturuyor. Devlet hem LGBTİ+'lardan ve kadınlardan korkuyor. Bugün açıklamamız yapıldığı binayı ablukaya aldılar" dedi.

İHD'den Hak İhlalleri ve İfade Özgürlüğüne Vurgu

Basın açıklamasını okuyan İHD LGBTİ+ Komisyonu üyesi Cüneyt Yılmaz, LGBTİ+'ların haklarına yönelik artan baskılara dikkat çekti. Yılmaz, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın "toplumsal cinsiyet", "LGBT" ve "cinsel yönelim" gibi kavramların kullanımını yasaklamaya yönelik girişimlerinin, ifade özgürlüğünü doğrudan ihlal ettiğini ve LGBTİ+'ların varoluşlarına yönelik bir saldırı olduğunu vurguladı. Yılmaz, "Hiçbir devlet, hiçbir kimsenin kimliğini, varoluşunu ya da yönelimini yok sayma veya bastırma hakkına sahip değildir" şeklinde konuştu.

"LGBTİ+ İntiharları ve Cinayetleri Politiktir"

Yılmaz, toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinin, ırk, dil, din veya etnik köken gibi insan kimliğinin ayrılmaz parçaları olduğunu belirtti. Bu kavramların kamusal alanda ifade edilmesini yasaklamanın, LGBTİ+'ların sesini kısmakla kalmayıp, onları görünmezleştirmeye ve toplumsal dışlanmaya maruz bırakacağını ifade etti. Yılmaz, "Bu maruz bırakılma sonrası yaşanacak olumsuzluklardan doğacak sorunların da devlet tarafından çözülmeyeceğinin bilincindeyiz. Arkadaşlarımızın katledilmesi ve intihara sürüklenmeleri de bu bilincin en açık kanıtıdır. Bu yüzden LGBTİ+ İntiharları ve cinayetleri POLİTİKTİR" dedi.

Yasakların baskı ve korku ortamını derinleştirdiğini belirten Yılmaz, LGBTİ+'ların toplumun bir parçası olduğunu ve hiçbir idari kararın onları yok sayamayacağını vurguladı. Türkiye'nin de taraf olduğu uluslararası insan hakları sözleşmelerinin, her bireyin onurlu bir yaşam sürme, kimliğini açıkça ifade etme ve ayrımcılığa uğramadan yaşama hakkını güvence altına aldığını hatırlattı. Yılmaz, LGBTİ+ haklarının insan haklarının bir parçası olduğunu ve bu hakları kısıtlayan her uygulamanın, uluslararası hukuka ve evrensel insanlık değerlerine aykırı olduğunu ifade etti.

Yılmaz, "Varoluş bir suç değildir. Kimlikler susturulamaz. Aşk, yönelim ve kimlik yasaklanamaz. Bu tür yasaklara karşı ses çıkarmak, yalnızca LGBTİ+'ların değil, herkesin özgürlüğünü ve haklarını savunmaktır. Herkes için özgür, eşit ve onurlu bir yaşam mümkündür. Bunun için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz" diyerek sözlerini tamamladı.

Onur Haftası Etkinliklerine Yönelik Endişeler

Avukat Jiyan Kaya, yaklaşan Onur Haftası etkinliklerine dair endişelerini dile getirdi. 16–22 Haziran tarihleri arasında 11. Trans Onur Haftası, 23–29 Haziran tarihleri arasında ise 33. İstanbul Onur Haftası etkinliklerinin gerçekleştirilmesinin planlandığını hatırlatan Kaya, bu etkinliklere yönelik olası müdahalelerin kaygı verici boyutta olduğunu vurguladı. Kaya, yetkililere Anayasa ve uluslararası sözleşmelere uygun hareket edilmesi gerektiğini belirterek, örgütlenme, toplanma ve ifade özgürlüğünün güvence altına alınmasının önemine dikkat çekti.

İHD LGBTİ+ Komisyonu'nun basın açıklamasına getirilen "milli güvenlik" engeli, Türkiye'de LGBTİ+ hakları savunucularının karşılaştığı zorlukları bir kez daha gözler önüne serdi. Yasaklamalar ve baskılar, LGBTİ+'ların sesini kısmayı amaçlasa da, hak savunucuları mücadeleden vazgeçmeyeceklerini vurguluyor. Onur Haftası etkinliklerine yönelik endişeler ise, bu mücadelenin önümüzdeki günlerde daha da önem kazanacağını gösteriyor.