Samsun'un Canik ilçesinde yaşanan ve 3 kişinin hayatını kaybettiği heyelan faciası, Türkiye'yi yasa boğdu. Ancak facianın ardından ortaya çıkan bir detay, olayın vahametini daha da artırdı: Heyelanın yaşandığı alanda "Acil Durum Toplanma Bölgesi" tabelası! Bu durum, akıllara "Bu nasıl bir ironi?" sorusunu getirdi.
Heyelan Bölgesinde Toplanma Alanı İlanı: Büyük İhmal Mi?
Edinilen bilgilere göre, söz konusu tabelanın, bölgedeki bir iş yeri tarafından kendi çalışanları için belirlenen acil toplanma alanı olduğu öğrenildi. Ancak heyelan riski taşıyan bir bölgenin, acil durum toplanma alanı olarak belirlenmesi, büyük bir ihmal olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, bu durumun, afet bilinci ve risk yönetimi konusunda ciddi eksiklikler olduğunu gösterdiğini belirtiyor.
Samsun Üniversitesi Mimarlık ve Şehir Planlama Bölümü Coğrafi Bilgi Sistemleri Doç. Dr. Cem Kılıçoğlu, heyelana ilişkin yaptığı değerlendirmede, bölgenin zemin yapısının ve coğrafi özelliklerinin dikkate alınmadan böyle bir karar verilmesinin kabul edilemez olduğunu vurguladı. Kılıçoğlu, "Heyelan riski taşıyan bir bölgeye, 'Acil Durum Toplanma Bölgesi' tabelası asmak, akıl alır gibi değil. Bu, resmen faciaya davetiye çıkarmak demektir" şeklinde konuştu.
Türkiye'de Afet ve Acil Durum Yönetimi
Türkiye, coğrafi konumu nedeniyle deprem, sel, heyelan gibi doğal afetlere sıkça maruz kalan bir ülke. Bu nedenle, afet ve acil durum yönetimi, ülkemiz için hayati öneme sahip. Ancak, Samsun'daki heyelan faciası ve sonrasında ortaya çıkan "toplanma alanı" skandalı, bu konuda hala kat edilmesi gereken çok yol olduğunu gösteriyor.
Afet ve acil durum yönetimi konusunda uzmanlar, şu noktalara dikkat çekiyor:
- Risk analizlerinin doğru ve eksiksiz yapılması
- Halkın afet bilincinin artırılması
- Acil durum toplanma alanlarının doğru belirlenmesi
- Afetlere hazırlık eğitimlerinin yaygınlaştırılması
Bu adımların atılması, olası afetlerde can kayıplarının ve maddi hasarın azaltılması açısından büyük önem taşıyor.
Faciadan Çıkarılacak Dersler
Samsun'daki heyelan faciası, Türkiye için acı bir ders niteliğinde. Bu olay, afet ve acil durum yönetimi konusundaki eksikliklerimizi bir kez daha gözler önüne serdi. Bundan sonra, yetkililerin ve ilgili kurumların, bu tür olayların yaşanmaması için daha dikkatli ve özenli çalışmaları gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, afetler karşısında alınacak önlemler, hayat kurtarır.
Samsun'da yaşanan bu acı olay, Türkiye'deki afet ve acil durum yönetimi politikalarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini açıkça ortaya koyuyor. Riskli bölgelerde yaşayan vatandaşların güvenliğinin sağlanması ve afetlere karşı hazırlıklı olunması, devletin en önemli görevlerinden biridir. Bu görevin yerine getirilmesi için, tüm kurumların ve vatandaşların iş birliği yapması şarttır.
