Türkiye'de 4 Bölgede Şiddetli Kuraklık Tehlikesi: 2025'e Dikkat!
Gündem

Türkiye'de 4 Bölgede Şiddetli Kuraklık Tehlikesi: 2025'e Dikkat!


23 March 20255 dk okuma19 görüntülenmeSon güncelleme: 14 June 2025

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün son raporlarına göre, Türkiye’de özellikle Akdeniz, Ege, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde şiddetli kuraklık tehlikesi artıyor. 2025 yılına kadar yağışlarda ciddi düşüşler beklenirken, sıcaklıkların artmasıyla birlikte meteorolojik kuraklık riski de yükseliyor.

Kuraklık Haritalarında Alarm Veren Bölgeler

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün kuraklık analiz haritaları, bu dört bölgede şiddetli kuraklık uyarısını işaret ediyor. TTKD bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, özellikle Akdeniz Bölgesi’nde su kaynaklarının hızla tükendiğini ve tarımsal üretimde ciddi kayıplar yaşanabileceğini belirtti.

Yağışlar ve Sıcaklık Artışı

Son yıllarda yağışlı gün sayısındaki düşüş dikkat çekiyor. 2020 öncesi yıllarda ortalama 10,9 gün olan yağışlı gün sayısı, son yıllarda 5,9 güne kadar geriledi. Ayrıca, karla örtülü gün sayısı da 6,2 güne düştü. Bu durum, özellikle tarımsal sulama ve içme suyu kaynakları üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor.

Tarımsal Üretimde Riskler

Dr. Kesici, kuraklığın tarımsal üretim üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, “Göller Yöresi’ndeki tatlı su kaynaklarında ciddi azalmalar ve kirlilik sorunları yaşanıyor. Ayrıca, kontrolsüz sondaj kuyuları yer altı sularını tüketiyor” dedi.
  • Akdeniz Bölgesi’nde su isteyen ürün deseninden vazgeçilmesi gerekiyor.
  • Tarımsal sulama yöntemlerinde acil iyileştirmeler yapılmalı.
  • Su kaynaklarının kullanımında daha dikkatli davranılmalı.

2025 Yılına Yönelik Önlemler

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün raporlarına göre, 2025 yılında yağışların normalin altında kalması bekleniyor. Özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde yağışların yüzde 60’ın üzerinde azalması, tarım ve su kaynakları için büyük bir tehdit oluşturuyor. Sonuç olarak, Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda kuraklıkla mücadele etmek için acil önlemler alması gerekiyor. Su kaynaklarının korunması, tarımsal üretimde sürdürülebilir yöntemlere geçiş ve toplumsal bilinçlenme, bu süreçte hayati öneme sahip.