
Akciğer Nakli Mucizesi: Milli Okçu Emre'nin Zafer Hikayesi!
Doğuştan gelen genetik rahatsızlığı nedeniyle uzun yıllar akciğer sorunları yaşayan ve oksijene bağımlı kalan Emre Dincel, akciğer nakliyle hayata tutundu. Nakil sonrası hem akademik kariyerinde ilerleyen Dincel, hem de okçulukta milli takım forması giymeye hak kazandı. Bu olağanüstü başarı hikayesi, organ bağışının önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Akciğer Nakliyle Gelen Yeni Hayat
Çocukluk döneminden itibaren hastalıkla mücadele ettiğini belirten 35 yaşındaki Emre Dincel, 28 yaşına geldiğinde akciğer kapasitesinin belirgin şekilde düştüğünü ifade etti. Akciğer nakli öncesinde tamamen oksijene bağımlı olduğunu ve yataktan kalkamadığını söyleyen Dincel, o günleri şöyle anlatıyor: "Yürürken dahi zorlanıyordum. Tek çözümün akciğer nakli olduğunu biliyordum ve Erdal Hoca'ya müracaat ettik. Nakil listesine alındım. 2018 Haziran ayında uygun akciğerin bulunduğu haberini aldık. Nakille birlikte nefes alabildiğim yeni bir hayata başladım."
Nakil sonrası yaşadığı değişimi ise şu sözlerle dile getiriyor: "Nakilden sonra hem doktoramı tamamladım hem spora başladım." Kısa bir rehabilitasyon sürecinin ardından İstanbul Teknik Üniversitesinde doktora eğitimini tamamlayan Dincel, şu anda Mühendislik Fakültesinde Öğretim Görevlisi olarak görev yapıyor. Sporla tanışması ise nakil sonrası tedavi sürecinin bir parçası olmuş. Kardeşinin okçulukla ilgilenmesinden ilham alarak bu spora yönelen Dincel, "Bu sporu ben de yapabilirim' dedim. Benim için uygun, özellikle akciğer nakillerinde de çok zorlayıcı bir spor da değil. Yarışmalara, Türkiye şampiyonasına katıldım. Dereceler, madalyalar, bu senenin başında milli takım seçmeleri gerçekleştirildi. Orada da gümüş madalya aldım. Avrupa Şampiyonası'nda ülkemizi temsil ettik. Hem bireysel hem de takım olarak. Nakil sonrası böyle bir başarıya ulaşmak benim için ayrı bir mutluluk." şeklinde konuştu.
Organ Bağışının Önemi: Bir Hayatı Değil, Gelecekleri Kurtarmak
Günde 3-4 saat antrenman yaptığını belirten Emre Dincel, "Ben bir nakil hastasıyım, bu kısmını bile bazen unutabiliyoruz öyle bir tempo çok şükür. Hocalarımızın da sayesinde bugünleri görme fırsatını yakalamış olduk. Hikaye anlatıldığında belki çok basit gelecek, insanların kafasında canlandırması zor olacak ama gerçekten zor bir süreçti. 30 yıla yakın çok zor geçen bir hayat ve sonrasında 7 yıldır tamamen normale dönmüş bir şekilde yaşamak." dedi.
Organ bağışının önemine dikkat çeken Dincel, şu ifadeleri kullandı: "Organ bağışı sadece bir kişinin hayatını kurtarmıyor. Bir sağlık çalışanını, bir öğretmeni, bir sporcuyu hayata döndürebiliyor. Belki ileride birçok insana dokunacak kişilerin yaşamına yeniden yön veriyor. Benim hikayem bunun sadece küçük bir örneği." Hedefinin altın madalya kazanarak Türkiye'yi en iyi şekilde temsil etmek olduğunu da sözlerine ekledi.
"Ne Kadar Çok Organ Bağışı O Kadar Nefes"
Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Akciğer Nakli Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Erdal Yekeler ise tedavi sürecine ilişkin şunları söyledi: "Akciğer nakli, tüm organ nakilleri içerisinde en ağır ve en riskli ameliyatlardır. Ankara Bilkent Şehir Hastanesinde çok başarılı akciğer nakilleri yapılıyor ve çok iyi sonuçlar elde ediliyor. Bu bizim için bir gurur kaynağı oldu. Bu anlamda emeği geçen tüm ekip arkadaşlarıma teşekkür ediyorum."
Emre Dincel'in akciğer nakli sonrasında kariyerindeki başarılarının çok güzel bir örnek olduğuna işaret eden Prof. Dr. Yekeler, "Bu güzel örnekler de beyin ölümü gerçekleşmiş hastaların yakınlarının organlarını bağışlamasıyla mümkün olacak. Ne kadar çok organ bağışı o kadar nefes ve Emre gibi bize güzel örnekler sunacaktır." ifadelerini kullandı.
Emre Dincel'in hikayesi, umudun ve azmin zaferini simgeliyor. Akciğer nakliyle hayata yeniden başlayan Dincel, spor alanındaki başarılarıyla herkese ilham veriyor. Bu başarı, aynı zamanda organ bağışının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Unutmayalım, organ bağışı bir hayatı kurtarmanın ötesinde, birçok geleceği de aydınlatabilir.












