İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'dan Türkiye'ye yönelik F-35 savaş uçağı açıklaması gündeme bomba gibi düştü. Netanyahu, Türkiye'ye F-35 verilmesinin yakın zamanda gündemde olmadığını belirterek, bu konudaki tavrının Suudi Arabistan'a F-35 verilmesine yönelik tavırlarından bile daha sert olacağını vurguladı. Bu açıklamalar, Türkiye-İsrail ilişkilerinde yeni bir gerginliğe yol açabilecek potansiyele sahip.

Netanyahu'nun Sert Açıklamaları

Netanyahu, Türkiye'nin F-35 meselesine değinirken, Suudi Arabistan için söylediklerini hatırlatarak, "Bizimle çatışma hâlinde olmayan, politik olarak da bizimle ihtilaf içinde olmayan bir ülke için söylediklerimi, Türkiye'ye F-35 tedariki konusundaki tutumumuz için ikiyle çarp, öyle düşünün. Ayrıca anladığım kadarıyla, böyle bir ihtimal zaten çok uzak, varsa bile yani" ifadelerini kullandı. Bu sözler, İsrail'in Türkiye'ye F-35 verilmesine karşı son derece net ve sert bir duruş sergilediğini gösteriyor.

Netanyahu sözlerini tekrarlayarak, "Bu ihtimal gerçekten uzak. Eğer böyle bir ihtimal varsa bile, çok uzak" dedi ve tavrını net bir şekilde ortaya koydu. İsrail Başbakanı, bu tür bir tedarikin Orta Doğu'daki güç dengesini bozduğunu ve her açıdan İsrail'i tehlikeye attığını savunuyor. Ayrıca, Amerika Birleşik Devletleri'nin korumayı taahhüt ettiği niteliksel askerî üstünlüğünü riske attığını da ekledi.

F-35 Krizi ve Türkiye-ABD İlişkileri

Türkiye'nin F-35 programından çıkarılması, Ankara-Washington ilişkilerinde önemli bir kırılma noktası olmuştu. Türkiye, S-400 hava savunma sistemlerini satın almasının ardından ABD tarafından F-35 programından çıkarılmış ve sipariş ettiği uçakları alamamıştı. Bu durum, Türkiye'nin savunma sanayii alanındaki arayışlarını hızlandırmış ve farklı alternatiflere yönelmesine neden olmuştu. Türkiye, F-35 programına yeniden dahil olmak için çeşitli girişimlerde bulunsa da, şu ana kadar herhangi bir sonuç elde edilebilmiş değil. F-35 krizi, Türkiye'nin dış politika ve savunma stratejilerinde önemli değişikliklere yol açmıştı.

F-35 savaş uçakları, modern hava kuvvetlerinin en önemli unsurlarından biri olarak kabul ediliyor. Yüksek teknolojiye sahip bu uçaklar, hem hava-hava hem de hava-yer görevlerinde üstün performans sergiliyor. F-35'lerin sahip olduğu gelişmiş sensörler, radar sistemleri ve elektronik harp yetenekleri, onları rakiplerine karşı avantajlı konuma getiriyor. Bu nedenle, F-35'lere sahip olmak, bir ülkenin hava gücünü önemli ölçüde artırabiliyor.

Orta Doğu'da Güç Dengesi ve İsrail'in Endişeleri

Netanyahu'nun açıklamaları, İsrail'in Orta Doğu'daki güç dengesi konusundaki endişelerini açıkça ortaya koyuyor. İsrail, bölgedeki askeri üstünlüğünü korumak ve güvenliğini sağlamak amacıyla, komşularının askeri kapasitelerini yakından takip ediyor. Türkiye'nin F-35'lere sahip olması, İsrail'in bu konudaki endişelerini artırabilecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Bu durum, İsrail'in bölgesel politikalarında daha agresif bir tutum sergilemesine neden olabilir.

• İsrail'in güvenliği
• Orta Doğu'daki güç dengesi
• Türkiye-İsrail ilişkileri

Netanyahu'nun Türkiye'ye yönelik bu sert açıklamaları, Ankara-Tel Aviv ilişkilerinde yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. İki ülke arasındaki ilişkilerin geleceği, hem bölgesel hem de küresel gelişmelerden etkilenecek. Özellikle, ABD'nin Orta Doğu politikaları ve Türkiye'nin savunma sanayii alanındaki tercihleri, bu ilişkilerin seyrini belirleyecek önemli faktörler olacak.

Netanyahu'nun F-35 açıklaması, Türkiye-İsrail ilişkilerinde yeni bir gerginlik yaratırken, bölgedeki güç dengesi ve güvenlik endişelerini de yeniden gündeme taşıdı. İsrail'in bu konudaki kararlı duruşu, Türkiye'nin F-35 programına yeniden dahil olma çabalarını zorlaştırabilir ve Ankara'nın farklı savunma alternatiflerine yönelmesine neden olabilir.