
İmamoğlu'na Destek Çağrısı: Avrupa'dan AB'ye Sert Eleştiri!
Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) Başkanvekili Mustafa Kuleli, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasına Avrupa Birliği'nin (AB) sessiz kalmasına sert tepki göstererek dikkatleri üzerine çekti. Kuleli, yayımladığı açık mektupla AB'ye çağrıda bulunarak, demokratik değerlerin sadece sözde kalmaması gerektiğini vurguladı. Bu durum, Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir gerginliğe yol açabilecek potansiyele sahip.
"Türkiye Otokrasiye Sürükleniyor" İddiası
Mustafa Kuleli, mektubunda Türkiye'nin geleceğine dair karamsar olduğunu belirterek, "Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en önemli siyasi rakibi olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması, Türkiye’de demokratik rekabetin hâlâ mevcut olduğuna dair yanılsamanın sonu anlamına geliyor." ifadelerini kullandı. Kuleli, bu hamleyle iktidarın seçim meşruiyetini dahi umursamadığını ve ülkenin yerleşik bir otokrasiye doğru ilerlediğini savundu. Bu iddialar, Türkiye'deki siyasi atmosferin ne kadar gergin olduğunu gözler önüne seriyor.
Kuleli ayrıca, baskıların sadece muhalif siyasetçilerle sınırlı kalmadığını, barolar, bağımsız medya, akademisyenler, sanatçılar, feminist örgütler ve hatta lise öğrencilerinin de hedefte olduğunu belirtti. Sosyal medya kullanıcılarının görüşlerini paylaştıkları için sorguya çekildiğini ve cezalandırıldığını vurgulayan Kuleli, örgütlü ve örgütsüz tüm muhalefetin sistematik bir şekilde susturulduğunu iddia etti.
AB'ye Eleştiri ve Çağrı
Kuleli, AB'nin ve Trump yönetiminin pragmatik bir tutum benimseyerek Türkiye'deki insan hakları ihlallerine göz yumduğunu savundu. Göç, bölgesel güvenlik ve enerji gibi konularda Erdoğan'ın işbirliğine ihtiyaç duyulduğu için insan haklarının görmezden gelindiğini belirten Kuleli, bu durumun otoriterliği teşvik ettiğini ve otokratlara daha ileri gitmeleri için alan açtığını ifade etti.
Mektubunda, "Demokratik değerlerin Avrupa zirvelerindeki konuşmalarda edilen süslü bir laf olmadığını göstermek istiyorsanız harekete geçmelisiniz. Gelecek yıl değil. Seçimden sonra değil. Şimdi." çağrısında bulunan Kuleli, AB'nin Türkiye'deki demokrasiye sahip çıkması gerektiğini vurguladı.
- AB'nin Türkiye'deki insan hakları ihlallerine karşı daha aktif bir rol oynaması
- Türkiye'deki bağımsız medyanın ve sivil toplum kuruluşlarının desteklenmesi
- Demokratik değerlerin korunması için somut adımlar atılması
Türkiye'nin Geleceği ve Uluslararası İlişkiler
Türkiye'nin gidişatının sadece bir iç mesele olmadığını vurgulayan Kuleli, jeopolitik dengelerin değiştiği, Ukrayna'daki savaş, Suriye'deki istikrarsızlık ve Doğu Akdeniz'deki gerilimlerin Erdoğan'a yeni bir manevra alanı sağladığını belirtti. AB'nin kendi krizleriyle boğuşurken Türkiye'nin demokratik çöküşüne ancak zayıf eleştiriler yöneltebildiğini ifade eden Kuleli, Türkiye'de demokrasinin çöküşünün, transatlantik ittifak ile Avrupa ve çevresindeki demokratik normların geleceği açısından ciddi sonuçlar doğuracağını savundu. İstikrarlı, demokratik ve laik bir Türkiye'nin lüks değil, zorunluluk olduğunu vurguladı.
Mustafa Kuleli'nin bu sert eleştirileri, Türkiye-AB ilişkilerinin geleceği açısından önemli bir dönüm noktası olabilir. AB'nin bu çağrıya nasıl yanıt vereceği ve Türkiye'deki demokrasiye destek olup olmayacağı merakla bekleniyor. Bu süreçte, uluslararası toplumun ve sivil toplum kuruluşlarının Türkiye'deki demokrasi mücadelesine destek vermesi büyük önem taşıyor.