İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz'ın yaptığı son açıklama, Gazze'deki durumu daha da karmaşık hale getirdi. Katz, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nde ele geçirdiği bölgelerde her türlü koşulda kalacağını belirtti. Bu açıklama, bölgedeki gerilimi tırmandırırken, uluslararası kamuoyunda da büyük yankı uyandırdı.
İsrail'in Gazze'deki Yeni Politikası
Katz, "Geçmiştekinden farklı olarak, İsrail ordusu temizleyip ele geçirdiği bölgelerden artık çekilmiyor" ifadelerini kullandı. Bu, İsrail'in Gazze'deki askeri varlığını kalıcı hale getirme niyetini açıkça ortaya koyuyor. Katz'ın bu açıklaması, İsrail'in bölgedeki güvenlik politikalarını kökten değiştirdiğinin bir işareti olarak değerlendiriliyor.
Katz sözlerine şöyle devam etti: "Ordu, Gazze'de, tıpkı Lübnan ve Suriye'de olduğu gibi düşmanla, İsrail yerleşimleri arasında tampon olmak üzere güvenlik bölgelerinde kalmaya devam edecek." Bu ifade, İsrail'in Gazze'yi bir güvenlik tamponu olarak gördüğünü ve bölgedeki askeri varlığını bu amaca hizmet edecek şekilde sürdüreceğini gösteriyor.
İnsani Yardıma Engel
İsrail'in Gazze'ye yönelik politikaları sadece askeri varlıkla sınırlı değil. Katz, "İsrail’in politikası nettir: Gazze’ye hiçbir insani yardım girmeyecek. Bu yardımı engellemek, Hamas’ın halk üzerinde bir araç olarak kullanmasını engelleyen başlıca baskı kozlarından biridir" dedi. Bu açıklama, İsrail'in Gazze'deki insani krizi derinleştirecek bir politika izlediğini gösteriyor. İsrail'in bu tutumu, uluslararası hukuk ve insan hakları örgütleri tarafından sert bir şekilde eleştiriliyor.
İsrail, 2 Mart’tan bu yana Gazze’de geçiş noktalarını kapatarak bölgeye temel ihtiyaç malzemelerinin girişini engelliyor. Bu durum, Gazze'deki yaşam koşullarını daha da zorlaştırıyor ve insani krizi derinleştiriyor. İsrail'in bu politikası, Gazze halkının temel haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle uluslararası toplum tarafından kınanıyor.
Uluslararası Tepkiler ve Savaş Suçları İddiaları
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları ve abluka politikaları, uluslararası alanda büyük tepkilere neden oluyor. Bölgesel kaynakların paylaştığı verilere göre savaşın başladığı 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana İsrail’in saldırılarında çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 51 bin Filistinli hayatını kaybetti. Bu durum, İsrail'in savaş suçları işlediği yönündeki iddiaları güçlendiriyor.
Uluslararası Ceza Mahkemesi, Kasım ayında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında Gazze’de savaş suçu ve insanlığa karşı suç işledikleri gerekçesiyle tutuklama emri çıkardı. Ayrıca, İsrail Gazze'ye yönelik saldırıları nedeniyle Uluslararası Adalet Divanı tarafından da yargılanıyor. Bu gelişmeler, İsrail'in uluslararası alanda karşı karşıya olduğu baskıyı artırıyor.
İsrail'in Gazze'deki politikaları ve askeri operasyonları, bölgedeki istikrarı tehdit ediyor ve yeni çatışmaların fitilini ateşleyebilir. Uluslararası toplumun, İsrail'in bu politikalarına karşı daha etkili bir şekilde harekete geçmesi ve Gazze'deki insani krize çözüm bulunması gerekiyor. Aksi takdirde, bölgedeki şiddet sarmalı daha da derinleşebilir ve kalıcı bir çözüme ulaşmak zorlaşabilir.