İstanbul Valiliği, son zamanlarda artan şikayetler üzerine harekete geçerek, belirli bölgelerde sürü halinde dolaşan sahipsiz sokak hayvanlarının toplatılması yönünde bir karar aldı. Bu karar, hem hayvanseverler hem de bölge sakinleri arasında büyük yankı uyandırdı.

Sokak Hayvanları Neden Toplanıyor?

Valilik tarafından yapılan açıklamada, kararın temel gerekçesi olarak, özellikle bazı bölgelerde sürü halinde dolaşan sahipsiz hayvanların oluşturduğu tehlike ve vatandaşlardan gelen yoğun şikayetler gösterildi. Bu şikayetler genellikle hayvanların saldırgan davranışları, trafik güvenliğini tehlikeye atmaları ve çevre kirliliğine neden olmaları gibi konuları içeriyor.

Ancak, hayvanseverler bu karara tepki göstererek, toplatma işleminin hayvanların yaşam haklarına aykırı olduğunu ve daha insancıl çözümler bulunması gerektiğini savunuyorlar. Hayvanseverler, belediyelerin ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliğiyle daha kapsamlı bir kısırlaştırma ve rehabilitasyon programı uygulanmasının, sorunun kalıcı olarak çözülmesine yardımcı olacağını belirtiyorlar.

Bu kapsamda hayvanseverler, şu önerilerde bulunuyor:

• Kısırlaştırma seferberliği: Sokak hayvanlarının sayısının kontrol altına alınması için yaygın ve etkili bir kısırlaştırma programı uygulanmalı.
• Rehabilitasyon merkezleri: Toplanan hayvanlar için modern ve donanımlı rehabilitasyon merkezleri kurulmalı.
• Sahiplendirme kampanyaları: Hayvanların sahiplendirilmesini teşvik etmek amacıyla düzenli kampanyalar düzenlenmeli.
• Bilinçlendirme çalışmaları: Halkın hayvan sevgisi ve sorumluluğu konusunda bilinçlendirilmesi için eğitimler verilmeli.

Bu Karar Neleri Değiştirecek?

Valiliğin bu kararı, İstanbul'daki sokak hayvanları popülasyonunu ve hayvanseverlik faaliyetlerini önemli ölçüde etkileyebilir. Toplatma işleminin nasıl uygulanacağı, toplanan hayvanların nereye götürüleceği ve ne gibi işlemlerden geçirileceği gibi konular henüz netlik kazanmış değil. Ancak, valilik yetkilileri, hayvanların en iyi şekilde korunması ve rehabilite edilmesi için gerekli tüm önlemlerin alınacağını belirtiyorlar.

Bu süreçte, hayvanseverlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve yerel yönetimlerin işbirliği büyük önem taşıyor. Ortak akıl ve anlayışla hareket ederek, hem vatandaşların güvenliğini sağlamak hem de hayvanların yaşam haklarını korumak mümkün olabilir.

İstanbul'da yaşanan bu gelişme, Türkiye'deki diğer şehirlerde de benzer sorunlarla karşı karşıya olan yerel yönetimlere örnek teşkil edebilir. Sokak hayvanları sorunu, sadece toplatma gibi geçici çözümlerle değil, kalıcı ve sürdürülebilir yaklaşımlarla ele alınmalıdır.