Milyoner Sayısı Rekor Kırdı! Türkiye'de Servet Dağılımı Şaşırtıyor
Son Dakika

Milyoner Sayısı Rekor Kırdı! Türkiye'de Servet Dağılımı Şaşırtıyor


09 June 20255 dk okuma10 görüntülenmeSon güncelleme: 12 June 2025

Türkiye'deki milyoner sayısı, son bir yılda yaşanan dikkat çekici artışla rekor seviyelere ulaştı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, banka hesabında 1 milyon TL ve üzeri mevduat bulunan kişi sayısı 2,3 milyonu aşarak, Türkiye ekonomisindeki servet dağılımına dair önemli ipuçları sunuyor. Bu artış, hem yurt içi hem de yurt dışı yerleşik milyonerlerin sayısındaki yükselişten kaynaklanırken, toplam mevduat miktarı da 17 trilyon TL'ye yaklaştı.

Milyoner Sayısındaki Yükselişin Nedenleri

Türkiye'deki milyoner sayısındaki bu hızlı artışın çeşitli nedenleri bulunuyor. Ekonomik büyüme, gelir dağılımındaki eşitsizlikler, yatırım araçlarının getirileri ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar bu nedenler arasında sayılabilir. Özellikle son yıllarda gayrimenkul ve borsa gibi yatırım araçlarında yaşanan yükselişler, bazı kesimlerin servetlerini hızla artırmasına olanak sağladı. Ayrıca, enflasyonun yüksek seyretmesi ve Türk lirasının değer kaybetmesi de servet sahiplerinin varlıklarını koruma ve artırma çabalarını tetikledi.

  • Ekonomik büyüme: Türkiye ekonomisindeki büyüme, bazı sektörlerde ve şirketlerde kâr artışlarına yol açarak, bu şirketlerin sahiplerinin ve yöneticilerinin servetlerini artırmasına katkıda bulundu.
  • Gelir dağılımındaki eşitsizlikler: Gelir dağılımındaki adaletsizlik, zenginlerin daha da zenginleşmesine, yoksulların ise daha da yoksullaşmasına neden oldu. Bu durum, milyoner sayısının artmasına paralel olarak, toplumdaki gelir uçurumunu da derinleştirdi.
  • Yatırım araçlarının getirileri: Gayrimenkul, borsa ve döviz gibi yatırım araçlarında yaşanan yükselişler, bu araçlara yatırım yapanların servetlerini artırmasına olanak sağladı.
  • Döviz kurlarındaki dalgalanmalar: Türk lirasının değer kaybetmesi, döviz varlıklarına sahip olanların servetlerini TL cinsinden artırmasına neden oldu.

Mevduat Rakamları Ne Anlatıyor?

Milyonerlerin banka hesaplarındaki toplam mevduat miktarı da aynı dönemde önemli ölçüde artarak 11,8 trilyon liradan 16,99 trilyon liraya yükseldi. Bu artış, servet sahiplerinin tasarruf gücünün ne kadar hızlı büyüdüğünü gözler önüne seriyor. Yurt içi yerleşik milyonerlere ait mevduatların dağılımına bakıldığında, 10,05 trilyon TL'sinin Türk lirası cinsinden, 4,47 trilyon TL'sinin döviz tevdiat hesaplarında ve 1,21 trilyon TL'sinin kıymetli maden depo hesaplarında olduğu görülüyor. Bu da yurt içi yerleşik her bir milyonerin ortalama banka mevduatının 7 milyon 230 bin liraya ulaştığı anlamına geliyor.

Yurt dışında yerleşik milyoner sayısı da 2025 Nisan itibarıyla 200 bin 93 kişiye yükseldi. Geçen yılın aynı döneminde bu rakam 159 bin 291 düzeyindeydi. Yani 12 ayda yurt dışı milyoner sayısı 40 bin 802 kişi artış gösterdi. Yurt dışı yerleşiklerin toplam mevduatı 278,4 milyar TL’lik artışla önemli bir büyüme kaydederken, bu tutarın 391 milyar lirası Türk lirası cinsinden hesaplarda tutuluyor.

Servet Dağılımındaki Eşitsizlik Artıyor Mu?

BDDK verilerine göre Türkiye'deki toplam banka mevduatlarının yüzde 78'i, yalnızca 2,1 milyon kişiye ait. Bu hesaplarda 15,3 trilyon lira bulunuyor. Buna karşılık, 10 bin TL'nin altında bakiyesi bulunan banka hesabı sayısı 163 milyonu aşıyor. Bu durum, milyonlarca vatandaşın çok sınırlı birikimle hayatını sürdürmeye çalıştığını ve birçok kişinin birden fazla hesabı olduğunu ortaya koyuyor. 2020 yılında, milyonerlere ait mevduatların toplam mevduatlar içindeki payı yüzde 55,37 iken, 10 bin TL altı bakiyeye sahip mudilerin oranı yüzde 2,69 düzeyindeydi. Bugün bu oran yüzde 0,7'ye kadar gerilemiş durumda. Son beş yılda yüksek servet grubunun payı hızla artarken, düşük gelir grubunun toplamdan aldığı pay dramatik biçimde azaldı.

Türkiye'deki milyoner sayısındaki artış ve servet dağılımındaki eşitsizlik, ekonomik politikaların ve sosyal adaletin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Gelir dağılımındaki adaletsizliğin azaltılması, yoksullukla mücadele ve fırsat eşitliğinin sağlanması, sürdürülebilir bir ekonomik büyüme için hayati önem taşıyor. Aksi takdirde, servetin belirli ellerde toplanması, toplumsal huzursuzluğa ve ekonomik istikrarsızlığa yol açabilir.