Albert Einstein'ın 108 yıl önce öngördüğü 'muazzam mercekleme' uzayda bir kez daha iyi kanıtlandı. NASA / ESA'nın dev teleskopu Hubble tarafından çekilen yukarıdaki fotoğrafta, tıpkı uzay-zaman kıvrımları gibi ışığı büken galaksiler gibi dev kütlelerin en güzel örneklerinden birini görüyoruz. Ortadaki kavisli görüntü aslında SDSS J090122.37 + 181432.3 adlı bir galaksiye ait. Elbette söz konusu galaksi normalde bu kadar kavisli bir şekle sahip değildir. Ancak galaksinin görüntüsü, etrafındaki inanılmaz çekim kuvvetleri nedeniyle bize (Dünya'ya) tamamen çarpık bir şekilde ulaşır. Kütleçekimsel kırılma olarak da bilinen bu ilginç fenomen, tıpkı uzay gibidir – Bu, zamanı bükerken ışığı bükdüğü ve arkalarındaki nesneler için bir mercek görevi gördüğü anlamına gelir.
Yerçekimsel merceklemeyi açıklayan temsili figür:
Kütleçekimsel merceklenme ile ilgili bazı açıklamalar yapan NASA'dan gökbilimciler, "Einstein halkası, fotoğrafın arka planında galaksiden gelen ışınlardan oluşuyor. Dev galaksi. Küme, arkadan gelen bu ışınları büküyor, döndürüyor. ve onları Dünya'ya doğru farklı yolları izlemeye zorlar, böylece galaksi aynı anda birden fazla pozisyondaymış gibi görünebilir. "Albert Einstein, yerçekimsel merceklenme olgusunu 1912'de, henüz teorisini yayınlamadığında tahmin etmişti. Genel görelilik. Einstein, o dönemin teknolojisini hesaba katarak bunun asla kanıtlanamayacağını da belirtti. İnsanlığın bu kısa sürede teknolojik ilerlemesi, Einstein'ın beklentilerini bile aştı. Einstein halkasının bu muhteşem görüntüsü elbette kütleçekimsel merceklemenin en büyüleyici örneklerinden biridir. Ancak yerçekimsel mercekleme, Einstein halkası dışında astronomide çok önemli bir yere sahiptir. Örneğin, 2018 yılında NASA tarafından açıklanan evrenin en uzak yıldızının keşfi de aynı fenomen sayesinde mümkün olmuş ve tam 9 milyar ışıkyılı uzaklıkta bulunan yıldız, yerçekimsel mercekleme yardımıyla keşfedilmiştir. dev galaksi kümelerinin etkisi. "İkarus" adı verilen bu yıldızdan Hubble'a ulaşan ışınlar, milyarlarca yıl süren yolculuklarında merceklemenin etkisiyle yaklaşık 2000 kat büyütülmüş ve bu sayede keşif mümkün olmuştur.